14. Hukuk Dairesi 2016/8432 E. , 2019/6060 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.06.2015 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu 260 ada 57 parsel sayılı taşınmazda kayıtlı, 1. kat, 2 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Satışına karar verilen taşınmaz;
a)Paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin paydaşların tapudaki payları oranında,
b)Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin mirasçılık belgesindeki paylar oranında,
c)Hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedelinin tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına; satış bedeli üzerinden hesaplanacak karar ve ilam harcının da yine bu oranlara göre paydaşlardan tahsiline karar verilmesi gerekir.
Ayrıca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Somut olaya gelince; temyiz olunan hükmün üçüncü paragrafında karar ve ilam harcının, beşinci paragrafında yargılama giderlerinin, altıncı ve yedinci paraflarında ise vekalet ücretinin taraflardan tahsiline ilişkin hüküm kurulduğu halde, sekizinci paragrafta “ Yukarıdaki giderler düşüldükten sonra arta kalan satış parasının tapudaki ve veraset ilamındaki payları oranında taraflara dağıtılmasına” denilerek infazda tereddüt meydana getirecek şekilde çelişki yaratılması doğru görülmemiş ise de; bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bent uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün sekizinci paragrafının hükümden çıkarılarak yerine, “ Satış bedelinin paydaşlara tapu kaydındaki payları oranında paylaştırılmasına," cümlesinin eklenmesine, hükmün 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 01.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.