Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13464
Karar No: 2019/5638
Karar Tarihi: 04.11.2019

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/13464 Esas 2019/5638 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Tapu iptali ve tescil davası sonucunda yerel mahkeme, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak davanın kabulüne karar vermiştir. Davacılar, mirasbırakanın gelinine taşınmazın 4/16 payını muvazaalı olarak temlik ettiğini ve tapu kaydının iptal edilerek payları oranında adlarına tescil edilmesini istemişlerdir. Davalı ise temlikin gerçek yönünün miras bırakanın asıl irade ve amacını yansıttığını savunmuştur. Mahkeme, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak Yargıtay içtihatları ve İçtihadı Birleştirme Kararı'na göre muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Bu nedenle temlikin gerçek yönü ortaya çıkarılmalıdır. Davacılar, temlikin muvazaalı olduğuna dair bir kanıt sunamadıklarından davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerektiği ifade edilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kan
1. Hukuk Dairesi         2016/13464 E.  ,  2019/5638 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları ..."ın ... parsel sayılı taşınmazdaki 4/16 payını gelini olan davalı ...’a temlik ettiğini, devrin mal kaçırma amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını, mirasbırakanın varlıklı biri olduğunu ve taşınmazı satmasını gerektirir bir ihtiyacı olmadığını, devir tarihinde banka hesaplarında hareketlilik olmadığını, davalının taşınmazı alacak ekonomik gücü bulunmadığını, satış bedelinin düşük olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, kayınpederinin davacı ..."ın baskısı ile 58 dönüm narenciye bahçesini satmak durumunda kaldığını, davacıların paylarını aldığını, ancak mirasbırakana payının verilmediğini, mirasbırakanın hasta olduğunu ve her ihtiyacını karşılayarak ona kendisinin bakdığını, düğün altınlarını saklaması için mirasbırakana verdiğini, mirasbırakanın altınların bir kısmını ihtiyaçları için kullandığını, mirasbırakanın paraya ihtiyacı olduğunu, başkası almasın diye taşınmazı kendisine satmak istediğini, taşınmaz için mirasbırakana verdiği paranın yanında altınlarının da bedele sayıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, temlikin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ...’ın 3141 parsel sayılı taşınmazın 1/4’ünü 09.10.2006 tarihinde oğlu ...’ın eşi olan gelini davalı ...’a satış suretiyle temlik ettiği, ...’nın 25.06.2011 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak çocukları ..., ..., ... ve ... yılında ölen oğlu ...’in çocukları İrem ile ...’nın kaldığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237., (Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunu"nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ile durumun aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda mirasbırakanın kastının açık bir şekilde saptanması gerekmektedir. Bu kapsamda, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığını ispat külfeti 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi ile TMK"nin 6. maddesi gereği davacı tarafa aittir.
    Somut olayda, dinlenen davacılar tanıkları temlikin muvazaalı olduğu yönünde bir beyanda bulunmadıkları gibi davacılar tarafından mirasbırakanın diğer mirasçılardan mal kaçırmasını gerektirir somut bir neden de ortaya konulamamıştır. Dolayısıyla, davacılar temlikin muvazaalı olduğu iddiasını kanıtlamış değillerdir.
    Hal böyle olunca, davacıların iddialarını HMK’nin 190. ve TMK’nin 6. maddeleri gereği kanıtlayamadıkları gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
    Kabule göre de, mirasbırakan ...’nın mirasçısı olmayan davacı ... yönünden kabul kararı verilmesi doğru olmadığı gibi davalı ...’ün mirasbırakandan edindiği ¼ pay dışında da taşınmazda payı olduğu gözetilmeksizin ...’ün çekişme konusu taşınmazdaki tüm payının iptaline karar verilmesi de doğru değildir.
    Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 04.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi