10. Hukuk Dairesi 2010/16791 E. , 2012/5653 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, iş kazası sonucu vefat eden sigortalının haksahiplerine bağlanan gelirlerin davalılardan 506 sayılı Yasanın 10 ve 26. maddeleri gereğince tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereğince, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 10 ve 26. maddeleridir.
Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 4. maddesi hükümleri gereğince; “Bu kanunun uygulanmasında 2 nci madde de belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler “İşveren”dir. İşveren, nam ve hesabına işin yönetimi görevini yapan kimseler “işveren vekili”dir. Bu kanunda geçen işveren deyimi işveren vekilini de kapsar. İşveren vekili, bu Kanunda belirtilen yükümlülüklerinden dolayı aynen işveren gibi sorumludur”
Davalı gemi sahibi olmadığını, geminin dava dışı...adlı şirkete ait olduğunu iddia etmiş, işverenin kim olduğu davalı ..."nün itirazlarına rağmen yeterince araştırılmamıştır.
Davaya konu somut olayda, ... ve ortakları (...) adlı işyerinin davacı kurumda tescilli olduğu, 07.01.2006 tarihinde .... adasından hareket eden geminin 20.01.2006 tarihinde ... açıklarında batması sonucu meydana gelen iş kazası neticesinde, sigortalının hak sahibine yapılan sosyal sigorta yardımlarının rücuen tahsilinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
Sigorta müfettişinin 08.11.2006 tarihli raporunda; işveren vekilinin geminin .... ayda ...satıldığını beyan ettiği, ancak 2005/10. ay dahil işçilik bildiriminde bulunulduğu ve gemi satış sözleşmesinin ibraz edilmediği belirtilerek, işverenliğin gemide bulunan ... ve ..."ye ait olduğu tespiti yapılmıştır.
Kayıt inceleme tutanağında, geminin satışından önce...gemi sicil numarası ile kayıtlı bulunduğu belirtilmiştir. Sigorta müfettişince beyanı alınan ... geminin satışından önce ¼ ortaklığının bulunduğunu, satıştan sonra ücretleri ..."nün yabancı şirketten temin ederek işçilere dağıttığını ifade etmiştir.
Diğer taraftan, Kurum kayıtlarına 20.02.2006 tarihinde intikal eden belgede, ... ve Ortakları tarafından geminin batması nedeniyle işyeri dosyasının kapatılmasının talep edildiği, davalı tarafından geminin satıldığına ilişkin 20.07.2005 tarihli fatura ibraz edildiği, anlaşılmaktadır.
Bu durumda işverenin kim olduğu araştırılmalı, geminin... kayıtlı olduğu iddia edildiğinden bu husus araştırılmalı, gemi çalışanlarının ... makamlara bildirilip bildirilmediği araştırılmalı, geminin “... ve ortakları” adlı adi ortaklığa ait olduğunun anlaşılması halinde, ortakların tespiti ile adi ortaklıkta ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu hususu gözetilerek diğer ortaklara da husumet yöneltmesi için davacı tarafa verilecek kesin mehil sonunda husumet yöneltilmesi halinde, bu davalıların da delilleri toplanarak yargılama yapılmalı, kaza sırasında gemide bulundukları belirtilen ... ve ..."nün işveren vekili sayılıp sayılamayacakları hususları irdelenmeli tüm deliller birlikte değerlendirilerek, kusur durumu tespit edilecek bu olgular kapsamında belirlenmeli ve sonuca varılmalıdır.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.