13. Hukuk Dairesi 2016/21970 E. , 2018/8874 K.
"İçtihat Metni"
... vekili avukat ... ile ... vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... 6. Tüketici Mahkemesinden verilen 27/06/2012 gün ve 2011/950-2012/841 sayılı hükmün Dairemizin 08/06/2016 tarih ve 2016/6010-2016/14654 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
K A R A R
Davacı, 1989 yılında ...’dan zorunlu göçe tabi tutularak Türkiye’ye geldiğini, Devlet Bakanlığınca hazırlanan göçmen evleri projesi kapsamında borçlandırılarak konut satın aldığını, bu bağlamda 10.000.000 TL (eski para) peşinat ödediğini, bu ödemenin konut maliyetinden düşülmesi gerekirken düşülmediğini ileri sürerek, bu ödemenin güncelleştirilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 8.000,00 TL’nin yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiş, ıslah ile talebini 16.925,72 TL.ye yükseltmiştir.
Davalı Toplu Konut idaresi, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu ve davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemenin davanın kabulüne dair 25.11.2010 tarih ve 2010/494 Esas, 2010/723 Karar Sayılı kararının Dairemizce bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiş olmakla Dairemizin 08.06.2016 tarih ve 2016/6010 Esas, 2016/14654 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiş, bu kez davalı karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Davacının, Devlet Bakanlığı koordinatörlüğünde yapılan göçmen konutlarından daire satın aldığı, ilerde maliyet hesabından mahsup edilmek üzere 10.000.000 TL (eski para) ödediği, konutun davacıya teslim edilip tapuda devir işleminin yapıldığı, davacının dava dışı bankadan kredi kullanıp ödeme yaptığı, ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği konusunda ihtilaf yoktur. Uyuşmazlık, davacının yaptığı peşin ödemenin maliyet hesabına göre borçlandığı anlaşılan davacı borcundan mahsup edilip edilmediği hakkındadır. Mahkemece, "Yeniden yapılan yargılama sonucunda tüm belge ve delillerin incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda: davalı idare tarafından, davacının peşin yatırdığı bedelin mahsuplaşma işleminin yapılmadığı, davalı tarafından mahsuplaşmaya ilişkin herhangi bir belge ve delil sunulmadığı gibi mahkememizce yapılan araştırma sonucunda da böyle bir belgeye rastlanmadığı, bu nedenle davalının mahsup savunmasına itibar edilmesinin mümkün olmadığı öte yandan borçlanılan bedelin maliyet bedelinin üzerinde olduğu" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, davacı ile dava dışı banka arasında imzalanan borçlanma sözleşmesinin 1. maddesinde "... borçlu, yukarıda belirtilen miktarın kullandırılmış krediye göre saptanmış olduğunu, borçlanmaya esas kesin maliyetin, inşaatın tamamlanması aşamasından sonra yapılacak kesin hesaplardan sonra tespit edileceğini ve kesin hesap sonucu bulunacak maliyete göre borç miktarının artması halinde, artan miktar için de işbu borçlanma sözleşmesinin aynen takbik edileceğini, bankaca kesin hesap şekline herhangi bir itirazı olmayacağını peşinatın ve taksit tutarlarının artış oranına göre yeniden belirlenecek bu sözleşme hükümlerine göre ödeneceğini, kabul ve beyan eder." şeklinde düzenlenmeye yer verildiği, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının dava dışı bankadan kredi kullanıp borçlandırma sözleşmesi ile 69.681.003 TL, borçlandırma senedi ile 4.761.273 TL olmak üzere toplam 74.442.276 TL kredi kullanıp, ödeme yaptığı, ancak maliyet hesabı çıkarıldığında arada oluşacak farkı da aynı koşullarda ödemeyi taahhüt ettiği, borçlanma sözleşmelerinin ileride doğacak ilave maliyeti de kapsayacak şekilde düzenlendiği, Devlet Bakanlığınca konutun kesin maliyet hesabının her bir daire için 100.000.000 TL (eski para) olarak belirlendiği, kesin maliyet hesabının resmi verilere göre hazırlanması ve o tarihte taraflar arasında herhangi bir husumet bulunmaması nedeniyle bu kesin maliyet hesabına itibar edilmesi gerektiği ve böylece davacının kullandığı kredi miktarı tutarında borçlandığı anlaşılmaktadır. Buna karşılık yapılan maliyet hesaplarında göçmen konutlarının şerefiyelendirmesi de gözetildiğinde maliyetlerin davacı borçlanmasının üzerinde kaldığı görülmektedir. Mahkemece alınan 22.05.2012 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da, davacının borçlanma tutarının maliyet bedelinden düşük olduğu belirtilmiştir. O halde, mahkemece yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce 08.06.2016 tarih ve 2016/6010 Esas, 2016/14654 Karar sayılı ilamla kararın onandığı bu kez yapılan inceleme ile anlaşılmış olduğundan, davalının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemize ait 08.06.2016 tarih ve 2016/6010 Esas, 2016/14654 Karar sayılı ilamın kaldırılmasına, hükmün yukarda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemize ait 08.06.2016 tarih ve 2016/6010 Esas, 2016/14654 Karar sayılı ilamın kaldırılmasına, hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan 60,80 TL harcın istek halinde davalıya iadesine, 02/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.