Esas No: 2021/126
Karar No: 2022/565
Karar Tarihi: 21.02.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/126 Esas 2022/565 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2021/126 E. , 2022/565 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/126
Karar No : 2022/565
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Kurulu
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 01/10/2020 tarih ve E:2016/56372, K:2020/4059 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun ...tarih ve ...sayılı kararı ile bu karara karşı yaptığı yeniden inceleme talebinin reddine dair aynı Kurulun ...tarih ve ...sayılı kararının iptaline; yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesi ve 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 3. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğundan bahisle iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 01/10/2020 tarih ve E:2016/56372, K:2020/4059 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin itirazları ve davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası yerinde görülmemiş,
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda .... Ağır Ceza Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği; anılan karara karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine ...Bölge Adliye Mahkemesi .... Ceza Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla; "... öncelikle ilgili birimlerden ayrıntılı ByLock tespit ve değerlendirme raporunun getirtilerek duruşmada sanık ve müdafiine okunup diyecekleri sorulduktan sonra dosyadaki delillerin bir bütün halinde değerlendirilip sonuca göre bir karar verilmesinin gözetilmediği, ... Başka dosya şüphelisi veya sanıkları tarafından etkin pişmanlık kapsamında veya tanık olarak alınan ifadelerde sanıkla ilgili bir beyan veya teşhisin bulunup bulunmadığının araştırılarak var ise buna ilişkin evrakın istenilmesi gerektiğinin gözetilmediği ..." gerekçesiyle davacının istinaf itirazları yerinde görülerek ilk derece mahkemesi kararının bozulduğu, anılan karar üzerine yeniden yapılan yargılama neticesinde .... Ağır Ceza Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla davacının silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve Daireleri kararının verildiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen tutanakların incelenmesinden; davacının "..." ID numarasıyla ve bir kullanıcı adı ve şifre almak suretiyle bu ağa dâhil olduğu ve ...nolu GSM hattı ile 25/08/2014-19/02/2015 tarihleri arasında ByLock programı için kiralanan hedef IP numaralarına 8440 kez giriş yaptığının tespit edildiği,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının 2014 HSK seçimleri döneminde örgütün sözde "bağımsız" adayları lehine seçim faaliyeti yürüttüğüne yönelik tanık ifadesinin değerlendirilmesi sonucunda, davacının FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Öte yandan, davalı idare tarafından dosyaya sunulan davacıya ait hizmet belgesinin incelenmesinden, davacının ...İdare Mahkemesi üyesi olarak görev yapmakta iken FETÖ/PDY terör örgütünün HSK'da etkin olduğu dönemde HSK 1. Dairesinin ... tarih ve ... sayılı kararı ile ilk defa İdare Mahkemesi Başkanı (...) olarak atandığı, HSK'da FETÖ/PDY terör örgütünün etkisinin kırılmasından sonra ise aynı Dairenin ...tarih ve ...sayılı kararı ile Yozgat İdare Mahkemesi Başkanlığı görevinden alınarak ...İdare Mahkemesi Üyeliğine atamasının yapıldığının görüldüğü,
Netice itibarıyla davacının FETÖ/PDY terör örgütünün HSK'da etkin olduğu dönemde daha önce bu yönde bir tecrübesi olmadığı halde yargıda unvanlı bir görev olan İdare Mahkemesi Başkanı olarak görevlendirilmesinin yukarıda belirtilen delillerle birlikte değerlendirildiğinde, anılan örgütle iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile yukarıda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin, AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve özlük haklarının iadesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu kararın dayanağı olan 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 3. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğu, anılan KHK ile getirilen düzenlemelerin özel bir düzenleme olduğu, bu nedenle 667 sayılı KHK'nın 3. maddesinde hüküm bulunmayan hallerde 2802 ve 6087 sayılı Kanunlar ile Anayasa'nın 139 ve 140. maddelerinin uygulanması gerektiği, Anayasa'nın anılan hükümleri nedeniyle 667 sayılı KHK'nın hakim ve savcılar hakkında uygulanma olanağının olmadığı; dava konusu kararların savunma hakkı tanınmadan, kişiselleştirme yapılmadan ve işlem tarihinde bulunmayan bilgi ve belgelerle tesis edildiği; hakkında kesinleşmiş bir yargı kararının bulunmadığı, devam etmekte olan ceza yargılamasının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği; ByLock uygulamasını kullanmadığı; aleyhindeki tek itirafçı tanık beyanın gerçeği yansıtmadığı, anılan tanığın sonradan ifadesini değiştirdiği, aleyhine bir beyanda bulunmadığı; idare mahkemesi başkanlığına mesleki başarı ve performansı ile atandığı, kendisinden kıdemsiz olan hakimlerin bulunduğu mahkemeye başkan olarak atandığı, görev yaptığı sürece herhangi bir soruşturma geçirmediği; süreçte adil yargılanma, özel hayata saygı, eğitim ve mülkiyet haklarının, mahkemeye erişim, makul sürede yargılanma, suç ve cezaların geçmişe yürümezliği, silahların eşitliği, suçun şahsiliği, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkelerinin ve masumiyet karinesinin ihlal edildiği; tedbirin ölçülü olmadığı, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklere uyulmadığı, çekirdek haklara müdahalede bulunulduğu, insan haklarının ihlal edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmeyerek gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 01/10/2020 tarih ve E:2016/56372, K:2020/4059 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderlerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 21/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.