11. Ceza Dairesi 2017/12589 E. , 2019/7211 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmolunan cezanın türü ve süresine göre koşulları bulunmadığından, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 318. maddesi uyarınca reddine oy birliğiyle karar verildikten sonra gereği görüşüldü;
1-Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak; sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, temel cezayı teşdit gerekçesi, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış ve sanık müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükmün istem gibi ONANMASINA,
2-Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz nedenlerinin reddine, ancak;
a)Sanığın, arkadaşı diğer sanık ...‘a ait çekleri onunla iştirak halinde hareket ederek doldurduktan sonra keşideci imzasını atıp, cirolayarak 21.11.2007 tarihinde Akbank‘tan kullanmış olduğu kredi için teminat göstermek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda, sanık savunmaları ile dosya içerisindeki farklı iddianame ve karar örneklerinden, çek hesabı sahibi sanık ...‘un birden fazla çek yaprağının, temyize incelemesine esas olay ile benzer şekilde sanık ... tarafından suça ve yargılamalara konu edildiği, hatta çek keşide tarihlerinin de birbirine çok yakın oldukları, özellikle birden çok dava dosyasını kapsayan Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi‘nin 26.12.2011 tarih ve 2009/252 Esas ve 2011/598 Karar sayılı kararı ile sanık ...‘nun mahkumiyetine hükmedildiği, bu kararın temyizen onandığının anlaşılması karşısında; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve mükerrer yargılama yapılmaması, sanığın fiilinin her birinin ayrı suçlar veya zincirileme suç oluşturup oluşturmadığının değerlendirilmesi açısından, sanık hakkında diğer sanık ...‘a ait çekleri keşide edip piyasaya sürme eylemleri nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçundan açılan davaların tespit edilmesi, dava dosyaları getirtilip incelenerek özetlerinin duruşma tutanağına geçirilmesi, ayrı fiiller nedeniyle açılmış dava veya verilmiş hüküm olup olmadığının belirlenmesi; farklı fiiler nedeniyle dava açılmasına rağmen aralarında zincirleme suç ilişkisinin bulunması halinde ise, mümkünse davaların birleştirilmesi, birleştirme olanağının bulunmaması durumunda bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma olanağının bulunup bulunmadığı tartışılarak, kesinleşmiş hükmün zincirleme suç kapsamında kaldığının anlaşılması halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15/03/2016 tarih, 2014/847 Esas ve 2016/128 Karar sayılı ilamın da belirtildiği üzere tayin olunacak cezadan kesinleşmiş önceki cezanın mahsup edilmesi gerektiği dikkate alınmadan eksik inceleme ve değerlendirme sonucu hüküm kurulması,
b-Kabule göre de ; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
10.10.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.