Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5536
Karar No: 2019/6056
Karar Tarihi: 01.10.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/5536 Esas 2019/6056 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2018/5536 E.  ,  2019/6056 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk Mahkemesi
    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.12.2013 tarihinde verilen dilekçeyle satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede alacak talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kısmen kabulüne, tapu iptali ve tescil talebinin reddine, sebepsiz zenginleşme davasının kabulüne, 130.000TL"nin dava tapu iptali ve tescil işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."den alınıp davacıya verilmesine dair verilen 22.09.2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı ... vekili katılma yoluyla davacı vekili tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi"nce davalı ... vekilinin istinaf talebinin kabulüne yerel mahkeme kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına dair verilen kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili duruşmasız olarak incelenmesi ise davalı ... katılma yoluyla davalı ... vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 01.10.2019 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı asil ve vekili Av. ... duruşmasız temyiz talebinde bulunan davalı ..., katılma yoluyla temyiz talebine bulunan davalı ... vekili Av. ... davalılar ..., ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.
    KARAR
    Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede ise tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, .... Köyü, 579 parsel sayılı taşınmazda adına kayıtlı 8500 m² hisseden 1.000 m²"lik hisseyi davalı ...’un ... Noterliği’nin 31.05.1989 tarih ve 12658 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalı ...’e satmayı vaat ettiğini, davalı ...’ın bu yeri fiilen teslim alıp tel çit ile çevirdiğini ve meyve ağaçları dikmek suretiyle kullandığını, davalı ...’in ... Noterliği’nin 22.11.2002 tarih ve 32748 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile bu yeri davalı ..."ya satmayı vaat ettiğini, davalı ... ise malik sıfatıyla zilyedi bulunduğu ve kullandığı yeri davacı ..."a ... Noterliği 12.12.2003 tarih ve 30154 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle satmayı vaat ettiğini, davacının burayı 26.04.2012 tarihine kadar fiilen kullandığını, satış vaadine konu olan 579 parseldeki çevrili ve ağaç dikilmiş 1000 m²lik yeri ilk satış vaadinde bulunan davalı ...’un, gayrimenkul satış vaadine konu olan yerin tapusunu gayrimenkul satış vaadi ile alan kişilere daha sonra devretme amacıyla davalı ...’e tapuda devrettiğini, davalı ...’ın bunu 26.04.2012 tarihli yazılı belge ile kabul ve taahhüt etmesine rağmen 1000 m²lik yerin tapusunu davacıya devretmediğini, davacının zilyetliğine haksız ve hukuka aykırı şekilde son verdiğini belirterek satış vaadine konu 1000 m²"lik yerin davalı ... adına olan tapu kaydının iptaliyle davacı adına tescilini, talebin mümkün olmaması halindeyse de tazminat talep ettiklerini beyan etmiştir.
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, davalı ...’ın tapu siciline güvenerek bedelini ödediği yerin hissesini davalı ...’dan aldığını, davalı ...’ın dava konusu 41,500 m² büyüklüğündeki taşınmazda bulunan 5.000 m²’yi daha önce haricen ..."dan satın aldığını, satış bedelini de ödediğini, davalı ...’ın kalan yeri de parasını ödeyerek satın alması teklifini kabul ettiğini, davaya konu 1000 m²’lik yerin parasını ödedikten sonra tapu işlemleri öncesinde taahhütname imzalattırıldığını, parayı önceden alan satıcının taahhütname imzalatmadan tapuyu vermeyeceğini söylediğini, parasını iade alamayacağı düşüncesiyle davalı ...’ın bu belgeyi imzaladığını, taahhütnamedeki ifraz şartlarının oluşmadığını, davaya dayanak yapılan ilk satış vaadi sözleşmesinin 31.05.1989 tarihinde yapıldığını, bu tarihten sonra infazı için herhangi bir müracaat yapılmadığını, davacı ve seleflerinin hiçbir zaman fiili kullanımlarının olmadığını, sözleşme tarihinden sonra 13 yıl geçtiğini, kişisel hak niteliğinde olan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin icrasının mümkün olduğu tarihten itibaren 10 yıl içinde yasal yollara başvurulmaması zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
    Davalı ..., dahili davalılar ... ve Neslihan Sessiz ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, davalı ...’a satış vaadi sözleşmesiyle satılması vaat edilen 1000 m²’lik yerin fiilen de teslim edildiğini, davalı ... ve davacının da dava konusu yeri kullandığını, davalı ...’ın 2013 yılında davacının kullanımını zorla sona erdirdiğini, tapu işlemlerindeki zorunluluk sebebiyle davaya konu yerin de emaneten davalı ...’a tapu da devredildiğini, 26.04.2012 tarihli taahhütnameyle davalı ...’ın da bunu kabul ettiğini, taahhütname uyarınca davacıya yönelik bir sorumluluklarının kalmadığını, devir ve bedel sorumluluğunun davalı ...’a geçtiğini belirterek kendi aleyhlerine açılan davanın reddini savunmuşlardır.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabülü ile; davacı vekilinin dava konusu taşınmaza ilişkin tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davalı ... için açılan sebepsiz zenginleşme davasının kabülü ile; 130.000,00TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ile birlikte bu davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, diğer davalılar açısından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
    Davalı ... vekili ve davacı vekili de katılma yoluyla istinaf talebinde bulunmuştur.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince davalı ... vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, .... Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/09/2017 tarih 2013/720 Esas 2017/386 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davalılar ..., ..., ..., ... yönünden davanın pasif husumet nedeni ile reddine, davalı ... yönünden ifa olanağı bulunmadığından tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davalı ... yönünden, satış vaadi sözleşmesinin ifa imkansızlığı nedeni ile davacının ödediği 130.000,00TL bedelin satış vaadi borçlusu davalı ..."dan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili, davalı ... Soylu, katılma yoluyla davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    Kaynağını Türk Borçlar Kanunu"nun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanunu"nun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanunu"nun 706. ve Noterlik Kanunu"nun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanunu"nun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
    Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanunu"nun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Ancak satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanunu"nun 2. maddesinde yer alan “Dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez.
    Tüm bu açıklamalar ışığında somut olayda davacı vekili ve davalı ... ’nun temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dava konusu 579 parsel sayılı taşınmazda adına kayıtlı 8500 m² hisseden 1.000 m²"lik hisseyi davalı ...’un Çatalca Noterliği’nin 31.05.1989 tarih ve 12658 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalı ...’e satmayı vaat ettiği, davalı ...’in Beyoğlu 32. Noterliği’nin 22.11.2002 tarih ve 32748 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile bu yeri davalı ..."ya satmayı vaat ettiği, davalı ... ise davacı ..."a .... Noterliği 12.12.2003 tarih ve 30154 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle satmayı vaat ettiği anlaşılmaktadır. Davalı ...’ın satış vaadi sözleşmesiyle satışa konu yerin zilyetliğini davalı ...’a devrettiği, diğer satış vaadi sözleşmeleriyle de zilyetliğin devredildiği anlaşıldığından davalı ...’ın 10 yıllık zamanaşımı dolduğuna dair iddiası Türk Medeni Kanunu"nun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez.
    Davalı ...’ın imza inkarında bulunmadığı 26.04.2012 tarihli “taahhütname” başlıklı adi yazılı belge içeriğinden adı geçen davalının tapuda devraldığı yerin 1000 m²’lik kısmının ...’un 31.05.1989 tarih ve 12658 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davalı ...’e satmayı vaat ettiğini, bu şahıslardan ve/veya külli – cüzi haleflerinden birisinin satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hissesi için kendisine başvurabileceğini bildiği anlaşılmaktadır. ... İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü 30.03.2017 tarihli yazısında, 115 ada 26 parselde hissedar ..."e ait hissesinin 1000 m² sinin 5403 sayılı Kanunun 8. maddesi kapsamında ifrazının mümkün olmadığı bildirildiğinden tapu iptali ve tescil talebinin reddinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı ...’ın iyiniyetli malik olmadığı kabul edildiğinden sözleşmenin yerine getirilememesi sebebiyle sorumlu tutulması gerekir. Yerel mahkemece bu doğrultuda karar verilmişken, bölge adliye mahkemesince davalı ... vekilinin istinaf talebinin kabulüyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve HMK 371. maddesi uyarınca davacı vekili, davalı ...’nun temyiz itirazlarının kabulüyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, bozma sebebine göre davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK 373/2. maddesi gereğince dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 2.037 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı ...’den alınarak davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2019 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi