3. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/16547 Karar No: 2019/6570 Karar Tarihi: 11.09.2019
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/16547 Esas 2019/6570 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2017/16547 E. , 2019/6570 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira parasının tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dava konusu taşınmazda davalının önceki malik olduğunu, bahse konu iş yerini 28/05/2005 tarihinde satın alarak malik olduğunu, taşınmazın 01/01/2016 tarihinde teslimi hususunda anlaşıldığı halde teslimin sağlanmadığını, bunun üzerine 15/01/2006 tarihinde şifahi kira sözleşmesi ile aylık 1.000TL karşılığında iş yerinin davalıya kiraya verildiğini, o tarihten bu yana kira bedelinde hiç artış yapılmadığını, kira bedelinin emsal ve rayiçlere göre düşük kaldığını belirterek 15/01/2016 tarihinden itibaren aylık kira bedelinin 7.000TL olarak tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, iş yerinde faaliyet gösteren işletmenin kendisine ait olmadığını, bu sebeple açılan davanın tarafının kendisi olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. İspat yükü, belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda vakıa iddiasında bulunan tarafa düşen usuli bir haktır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 6. maddesinde " Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. " , yine 6100 sayılı HMK"nın 190/1 maddesi gereğince "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir." şeklinde düzenlemeler mevcuttur. Anılan maddeler uyarınca herkes iddiasını ispat etmekle mükelleftir. Davacı dava dilekçesinde, taraflar arasında kiracılık ilişkisi bulunduğundan bahisle kira sözleşmesine dayanarak ve kira başlangıç tarihini bildirerek iş bu davayı açmıştır. Davalı, taraflar arasındaki kiracılık ilişkisini kabul etmeyip karşı çıktığından kiracılık ilişkisi, kira sözleşmesinin başlangıç tarihi ve süresi davacı tarafından kanıtlanması gerekir. Somut olayda; Davacı iddiasını yazılı delille ispat etmek zorunda olup, dava dilekçesinde kira sözleşmesine dayandığı anlaşılmakla, bahsi geçen kira sözleşmesinin bulunduğu yerden getirilerek incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde yeterli inceleme yapılmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.