Esas No: 2020/2211
Karar No: 2022/561
Karar Tarihi: 21.02.2022
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2211 Esas 2022/561 Karar Sayılı İlamı
DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU 2020/2211 E. , 2022/561 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2211
Karar No : 2022/561
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ...Kurulu
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 27/02/2020 tarih ve E:2018/950, K:2020/1698 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'nin 3/1. maddesi uyarınca FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu gerekçesiyle davacının meslekte kalmasının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmasına ilişkin Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun ...tarih ve ...sayılı kararı ile bu karara karşı yapılan yeniden inceleme talebinin reddine ilişkin ...tarih ve ...sayılı kararının iptali, yoksun kalınan parasal haklarının yasal faiziyle iadesine karar verilmesi, 6749 sayılı Kanun'un 3, 4/2, 10. maddelerinin Anayasa'ya aykırı olduğu iddia edilerek iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması ve işbu dava ile Dairelerinin E:2017/3122 sayılı esasında kayıtlı bulunan dava dosyasının birleştirilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 27/02/2020 tarih ve E:2018/950, K:2020/1698 sayılı kararıyla;
Davalı idarenin usule ilişkin iddiaları ile davacının, Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi, bu dava dosyası ile Dairelerinin E:2017/3122 esasında kayıtlı bulunan dava dosyasının birleştirilmesi talebi yerinde görülmemiş;
"Maddi Olay ve Hukuki Süreç" ile "İlgili Mevzuat"a yer verilmiş; "Yargılamada İzlenen Usul ve Süreç", "FETÖ'ye İlişkin Tespit ve Değerlendirmeler", "Demokratik Anayasal Düzene Sadakat Yükümlülüğü", "Dava Konusu Edilen Kararların Hukuki Niteliği" başlıkları altında genel; "Kişiselleştirme ve Delillerin Değerlendirilmesi" başlığı altında hem genel hem de davacıya özel değerlendirmelerde bulunularak,
Davacı Yönünden Yapılan Değerlendirmede;
Davacının, ceza yargılaması sonucunda ...Ağır Ceza Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, ...Bölge Adliye Mahkemesi .... Ceza Dairesinin ...tarih ve E:..., ...sayılı kararı ile anılan Mahkeme kararına ilişkin istinaf isteminin reddildiği, Yargıtay .... Ceza Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla ise hükmün bozulmasına karar verildiği ve Dairelerinin karar verdiği tarih itibarıyla UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan mahkumiyet kararının kesinleşmediğinin görüldüğü,
ByLock delili yönünden, davacı hakkında düzenlenen "ByLock Tespit Tutanağı"nın incelenmesinden; davacı tarafından ...GSM numarasından, ...IMEI numaralı cihazla ByLock uygulamasının yüklendiğinin anlaşıldığı,
Davacı hakkındaki tanık beyanları yönünden, davacının örgütün içinde yer aldığına ve diğer hususlara yönelik ifadeler ile davacının bu ifadelere karşı beyanlarının değerlendirilmesi sonucunda, davacının aksi yöndeki beyanlarına itibar edilmeyerek FETÖ ile süregelen bir ilişki içerisinde olduğu sonucuna varıldığı,
Öte yandan, davalı idare tarafından dava dosyasına sunulan davacıya ait olan ...numaralı GSM hattı üzerinde yapılan inceleme neticesinde bilirkişi tarafından tanzim edilen 31/07/2017 tarihli HTS Bilirkişi Raporunun incelenmesinden; davacının 31/12/2014-20/07/2016 tarihleri arasında, ByLock kullanıcısı olan birçok kişiyle çok sayıda telefon görüşmesi yaptığının tespit edildiği,
Bu durumda, söz konusu bilirkişi raporu davacı hakkında yukarıda yer verilen diğer tespitlerle birlikte değerlendirildiğinde, davacının ByLock kullanıcısı olan birçok kişiyle çok sayıda telefon görüşmesi yaptığına ilişkin tespitin, FETÖ ile iltisak ve irtibatına yönelik destekleyici bir unsur olduğu belirtilerek,
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile yukarıda yer verilen açıklamalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının, FETÖ ile iltisak ve irtibatının olduğu ve bu nedenle demokratik anayasal düzene sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, dava konusu kararlarla özel hayatına saygı hakkına yapılan müdahalenin AİHS ve Anayasa anlamında durumun gerektirdiği ölçüde bir tedbir niteliğinde olduğu anlaşıldığından dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu kararlarda hukuka aykırılık görülmediğinden, davacının bu kararlar nedeniyle yoksun kalınan parasal haklarının yasal faiziyle iadesine karar verilmesine yönelik isteminin de reddi gerektiği,
Öte yandan davacı tarafından, davalı idarece savunma dilekçesinin yasal cevap verme süresinden sonra verildiğinden bahisle savunma dilekçesinin dikkate alınmaması gerektiği ileri sürülmekte ise de, Dairelerinin 26/06/2018 tarihli ara kararı ile verilen ek süre içerisinde davalı idarece 17/07/2018 tarihli savunma dilekçesinin sunulduğu anlaşıldığından, davacının söz konusu iddiasının yerinde görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, Danıştay Beşinci Dairesi nezdinde görülen E:2017/3122 ve E:2017/4251 esas sayılı davalar ile işbu davanın aynı konuyu içerdiği, dolayısıyla birleştirme talebinin haksız bir şekilde reddedildiği; 26/05/2016 tarihinden önce FETÖ/PDY'nin terör örgütü olarak kabul edilemeyeceği; temyize konu Daire kararında Tetkik Hâkiminin görüşleri tarafına tebliğ edilip görüşü alınmadan karar verildiği için çekişmeli yargılama ilkesine aykırı bir yargılama yapıldığı; Danıştay savcısının görüşleri kısmen yerinde olup eksiklik içerdiği; 667 sayılı KHK ile hukukumuza giren "irtibat" ve "iltisak" kavramının hukuka aykırı bir şekilde uygulandığı, suç ve cezaların sadece kanunla konulabileceği; "iltisak ve irtibat" kriterinin belirsiz ve subjektif olduğu, meslekten çıkarma gibi ağır bir yaptırımın bu kriterlere dayanılarak uygulanmaması gerektiği, Anayasa ile 2802 ve 6087 sayılı Kanun'larda yer alan usuli güvencelerin uygulanmayacağına ilişkin bir mevzuat hükmü olmamasına rağmen, dava konusu işlemlerin bu mevzuat ile tanınan hakların kullandırılmaması suretiyle tesis edildiği, disiplin soruşturması yapılmadan, hakkındaki bilgi ve belgeler tarafına ulaştırılmadan ve savunma alınmadan göreve son verme işlemi tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğu; ByLock kullanıcısı olduğuna dair yetersiz belgeye dayanılarak eksik araştırmayla hüküm kurulduğu, dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerin Yargıtayın aradığı kriterleri karşılamadığı; hakkında suç dahi isnat etmeyen tanık beyanlarının karar gerekçesinde yer almasının kabul edilebilir olmadığı; aleyhinde ceza yargılamasının henüz kesinleşmediği dolayısıyla karara esas alınmasının hukuken yerinde olmadığı; süreçte sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğine dair herhangi somut bir delil bulunmadığı, tedbirin ölçülü olmadığı, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülüklere uyulmadığı, çekirdek haklara müdahalede bulunulduğu, insan haklarının ihlal edildiği belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Diğer yandan, UYAP ortamından yapılan inceleme sonucu, davacının ceza yargılaması sonucunda .... Ağır Ceza Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, ...Bölge Adliye Mahkemesi .... Ceza Dairesinin ...tarih ve E:..., ...sayılı kararı ile anılan Mahkeme kararına ilişkin istinaf isteminin reddine karar verildiği, Yargıtay .... Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla ise hükmün bozulmasına karar verildiği, devamında yeniden görülen dava neticesinde davacının, ...Bölge Adliye Mahkemesi .... Ceza Dairesinin ...tarih ve E:..., ...sayılı kararı ile silahlı terör örgütüne üyelik suçundan 6 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve dosyanın temyiz aşamasında olduğu anlaşılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 27/02/2020 tarih ve E:2018/950, K:2020/1698 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Adli yardım kararından dolayı ertelenmiş olan temyiz aşamasına ilişkin yargılama giderinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 339. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davacıdan tahsili için Dairesince müzekkere yazılmasına,
4. Kesin olarak, 21/02/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.