Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/14646
Karar No: 2014/2854
Karar Tarihi: 12.03.2014

Patlayıcı madde bulundurma - 2911 sayılı Kanuna muhalefet - görevi yaptırmamak için direnme - silahlı terör örgütünün propagandasını yapma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2013/14646 Esas 2014/2854 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi, bir sanığı patlayıcı madde bulundurma, 2911 sayılı Kanuna muhalefet, görevi yaptırmamak için direnme ve silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından suçlu buldu ve hüküm giydirildi. Ancak, sanığın 2911 sayılı Kanuna muhalefet etme suçlaması, suçun düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği gerekçesiyle bozuldu. Mahkeme, hükmü bozarken, Kanunun geçici 1. maddesi çerçevesinde ele alınan ve korunmak istenenin her türlü düşünce ve kanaat açıklama biçimi olmadığı, aksine, meşru ve mutad kabul edilebilecek bir yöntemle işlenen eylemlerin geçici 1. madde kapsamında değerlendirilebileceğine dikkat çekti.
Kanun maddeleri:
- 2911 sayılı Kanunun 33/1,
- TCK'nın 62/1, 53/1, 58/9, 63. maddeleri
- TCK'nın 265/1-3-4, 62/1, 53/1, 58/9, 63. maddeleri
- 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi
- 3713 sayılı Kanunun 7/2-a
- TCK'nın 174/1, 62/1, 52/2-4, 53/1, 58/9,
- Kanunun geçici 1. maddesi
9. Ceza Dairesi         2013/14646 E.  ,  2014/2854 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Patlayıcı madde bulundurma, 2911 sayılı Kanuna muhalefet, görevi yaptırmamak için direnme, silahlı terör örgütünün propagandasını yapma
    Hüküm : 1- 2911 sayılı Kanunun 33/1, TCK"nın 62/1, 53/1, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet 2- TCK"nın 265/1-3-4, 62/1, 53/1, 58/9, 63, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri uyarınca mahkumiyet 3- 3713 sayılı Kanunun 7/2-a, TCK"nın 62/1, 53/1, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet 4- TCK"nın 174/1, 62/1, 52/2-4, 53/1, 58/9, 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1- Patlayıcı madde bulundurma, görevi yaptırmamak için direnme ve silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçlarından kurulan hükme yönelik incelemede;
    Türk vatandaşı olup, Türkiye’de doğan ve Türkçe dilinde yeterli eğitim gören, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinin dosya içerisinde bulunan 2011/178-75 sayılı dosyasında yer alan müdafi eşliğindeki savcılık ve sulh ceza hakimliği ifadelerinde bizzat Türkçe olarak ayrıntılı ifade veren sanığın kovuşturma aşamasında da Türkçe dilini anlamak ve konuşmakta bir engelinin bulunmaması, meramını anlatabilecek ve kendisine okunan iddianame ile CMK"nın 147. maddesinde düzenlenen hakları anlayabilecek ölçüde Türkçe bildiği anlaşılmıştır. Ceza muhakemesinin zaman bakımından uygulanmasına ilişkin genel prensip, 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 4. maddesinde de vurgulandığı gibi, "derhal uygulama" şeklindedir. Bu prensibe göre; usul işlemleri yürürlükteki kurallara göre icra edilir ve uygulanacak kuralın kişilerin lehinde veya aleyhinde sonuç doğurmasının bir önemi yoktur. Ayrıca; önceki kurala uygun olarak yapılan işlemler, sonradan yapılan düzenleme karşısında geçerliliğini yitirmez. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.12.2006 tarih, 317-319 sayılı ve 06.06.1994 tarih, 146-171 sayılı kararlarında ve Dairemizin 13.05.2013 tarih ve 2013/1-7264 sayılı kararında da görüleceği üzere, savunma ve duruşmaya katılma hakkına ilişkin konularda bile derhal uygulama prensibini istikrarlı biçimde uygulamış olduğu nazara alındığında; tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
    Suç için gereken saik de nazara alındığında; 3713 sayılı Kanunun 7. maddesinin 2. fıkrasına 6459 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle örgüt propagandası ile oluşacak tehlikeyi somutlaştırmak amacıyla getirilen unsurun, aynı fıkranın (a) bendinde düzenlenen suç için öngörülmediği belirlenmekle;
    Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    2- 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;
    Kanun koyucunun “sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ifadesiyle, 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin uygulanma kapsamı bakımından; düşünce ve kanaatin içeriğinden çok açıklama yöntemini dikkate aldığı, cezanın tür ve miktarı itibariyle bir sınırlama yanında suçların tek tek sayılması yerine, düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri bağlamında işlenebilecek suçların işlenme biçimleri itibariyle bir düzenleme yapmayı amaçladığı anlaşılmaktadır.
    Kanun koyucunun yukardaki amacı gerçekleştirmeye çalışırken daha genel ve imkanlara işaret eden ifade biçimleri yerine “yöntem” ifadesini tercih etmesi üzerinde durulmalıdır.
    Bir amaca ulaşmak için izlenen yol, usul ve metot gibi anlamlara gelen “yöntem” ifadesi, Kanunun geçici 1. maddesi çerçevesinde ele alındığında, korunmak istenenin; her türlü düşünce ve kanaat açıklama biçimi olmadığı, aksine; bir eylemin bu kapsamda kalabilmesi için meşru olan ve düşünce ve kanaat açıklaması bağlamında mutad olan bir yöntemle işlenmiş olması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Buradan hareketle, eylemin işleniş yönteminin bizzat ayrı bir suç oluşturduğu veya düşünce ve kanaati açıklamak bakımından mutad kabul edilemeyecek olması halinde geçici 1. madde hükmü uygulanamayacaktır.
    6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinde ifadesini bulan ve başkaca yazım biçimleri arasından tercih edilen “düşünce ve kanaat açıklama yöntemleri” ibaresi bu ilkeler ve Kanunun genel gerekçesi çerçevesinde değerlendirilmiş, örgütlenme özgürlüğü bağlamında ele alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma özgürlüğünün kollektif niteliği, ifade özgürlüğü ile yakın ilişkisi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince değerlendiriliş biçimi (29.06.2006 tarihli Öllinger-Avusturya, 26.07.2007 tarihli Barankevich-Rusya kararları gibi) nazara alınmıştır. Buna göre, sanıkların 2911 sayılı Kanunun 32/1 ve 33/1. maddelerine uygun olduğu kabul edilen eylemlerinin mutad ve meşru bir “düşünce ve kanaat açıklama yöntemi” olduğu kabul edildiğinden, sanığa yüklenen suçun tarihi ve işlenme yöntemi ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında açılan davaya ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 12.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




















    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi