17. Hukuk Dairesi 2016/10020 E. , 2019/4248 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 05.08.2009 tarihinde, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı oldukları aracın müvekkillerinin yaya olan murislerine çarparak ölümüne neden olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş için 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan ve her bir davacı için 20.000,00"er TL manevi tazminatın davalı sürücü ve işletenden olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 19.10.2015"te eş için maddi talebini 8.731,31 TL"ye yükseltmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 8.731,31 TL"nin 1.000,00 TL"sinin davalı ..."den kaza, davalı ... Sigortadan dava, 7.731,31 TL"sinin her iki davalı yönünden ıslah tarihinden işleyecek yasal faiziyle; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile eş için 7.500,00 TL, diğer davacıların her biri için 5.000,00"er TL"nin kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."den tahsiline,
davalı ..."e karşı açılan davaların husumet nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde ve özellikle, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundaki kusur dağılımının oluşa uygun olması sebebiyle benimsenmesinde ve uzman bilirkişice düzenlenen maddi tazminata ilişkin raporun hükme esas alınmasında, manevi tazminatın takdirinde B.K.nun 47.maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair ve davalı ... vekilinin tüm, temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nun hükümlerine göre, trafik kaydı işleteni kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Aynı yasanın 3. maddesinde, "İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır." şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun
sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay"ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, davalı ... kayıt maliki olup kayden işletendir, yukarıda açıklandığı üzere K.T.K. m.85 uyarınca işletenlik sıfatı değişebilmektedir. Davalı, yargılama aşamasında aracı uzun süreli kiralama sözleşmesi ile ihbar olunan ... Turz.Tas.İth.İhr.San.Tic.Ltd.Şti"ye kiraladığını ve işleten sıfatı bulunmadığını ileri sürmüş, kira sözleşmesi sureti ile ihbar olunan şirketçe kesilen aylık kira bedellerine ilişkin kaza tarihini de kapsar makbuz suretlerini ibraz etmiş, mahkeme tarafından sunulan belge suretleri yeterli bulunarak davalı ... yönünden husumetten red kararı verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece davaya konu araç nedeni ile tanzim edilen kira sözleşmesinin uzun süreli ve üçüncü kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesi olup olmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, davalının ve kiracının ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair, davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 1.778,37 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ..."dan alınmasına 08/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.