(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/5317 E. , 2012/775 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin işverence haklı sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek fesih işleminin iptali ile müvekkilinin işe iade edilmesine, işe başlatılmaması halinde ödenecek tazminat miktarının sekiz aylık ücreti tutarında tayinine, çalıştırılmaması halinde bu süre içinde doğacak ücret ve diğer haklarının ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş akdinin aşırı borçluluk durumunun incelenip soruşturulması neticesinde doğruluk ve bağlılık ile bağdaşmayan fiilerde bulunduğu tespit edildiğinden 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/II (e) maddesi gereğince feshedildiğini savunarak haksız ve yersiz açılmış davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davacının davalı işverenin güvenini sarsacak hareketinin bulunmadığı, fesih gerekçesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İş sözleşmesinin, davacının ahlak ve iyiniyet kurallarına aykırı davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
İşçinin eleştiri sınırları içinde kalan söz ve davranışları ise, işverene haklı fesih imkânı vermez.
Somut olayda; davalı banka müfettişince yapılan denetim sırasında davacının aşırı borçlanması ve karşılıksız çek kaydı nedeniyle yakın izlemede olduğunun belirlendiği, eşinin kardeşlerinin ortağı olduğu firmanın dolaylı finansmanı amacıyla davalı bankadan riskli krediler kullanılmasına aracılık ettiği, aynı firmanın kredi kullanmasını sağlamak için üzerine tescil ettirmediği aracını muvazaalı işlemle anılan firmaya satılmış göstererek davalı bankadan kredi alınmasını sağladığı, takibe intikal eden taşıt kredisinin teminatında bulunan ve bankaya rehinli aracı kullandığı, müfettiş soruşturmasında durum tespit edilince aracı teslim ettiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Dava konusu olayda davacının davranışlarının doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar niteliğinde olduğu ve haklı neden oluşturduğu açıktır. Buna rağmen yazılı gerekçeyle davanın kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 287,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 30/01/2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.