14. Hukuk Dairesi 2021/860 E. , 2021/2673 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.04.2012 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 24.09.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıların murisi ..."ın 13.12.1989 tarihli düzenleme şeklindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile ... ili, ... ilçesi, 1091 parsel sayılı taşınmazdaki murisi ..."ın payından intikal eden hissesinin tamamını müvekkiline satmayı vaat ettiğini, satış bedelinin ödendiğini belirterek, tapu iptali ve tescil kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... mahkemeye sundukları dilekçeler ile davayı kabul etmiş, davalı ... vekili ise davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 07.12.2015 günlü ve 2014-13509 Esas, 2015-11311 Karar sayılı ilamı ile "....mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de davada henüz taraf teşkilinin tam olarak sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde kök muris ..."dan intikal edecek miras payını satmayı vaat eden ..."ın mirasçılık belgesine rastlanamamıştır. Öncelikle ..."ın mirasçılarını gösteren mirasçılık belgesi temin edilerek ..."in mirasçılarına dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliği sağlandıktan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmelidir" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re"sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m. 701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Bu durum, satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi hükmüne aykırı şekilde taşınmaz satışı vaat edilmesi ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerlidir.
Somut olayda, ... 2. Noterliğinin 13.12.1989 günlü ve 26687 yevmiye sayılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin konusu olan 1091 parsel sayılı taşınmaz imar uygulaması görmüş, imar uygulaması sonrası oluşan 725 ada 1 parsel ve 728 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda satış vaadi sözleşmesinin taraflarının kök murisi Mustafa oğlu ... tapu kayıt malikidir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin vaat alacaklısı ve vaat borçlusu elbirliği mülkiyetinin paydaşlarından olduğundan dava konusu sözleşmenin ifa olanağı bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece davanın esasına yönelik inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken sözleşmenin ifa olanağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.