10. Hukuk Dairesi 2011/547 E. , 2012/5544 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirlerden oluşan Kurum zararının rücuan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, meslek hastalığı niteliğindeki “mesleki silico tbc, ... orta obstrüktif ileri restrictif nitelikli solunum güçlüğü” hastalığına duçar olan ve sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalı...bağlanan gelirlerden oluşan sosyal sigorta yardımlarının, 506 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesi uyarınca, davalı işveren şirketten rücuan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, meslek hastalığının oluşumunda davalı işveren kusuru %60 alınmak, ayrıca 506 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesine yönelik Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı re’sen gözetilmek ve ilk peşin sermaye değeri belirlenmek suretiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından; sigortalının 1965 doğumlu olup, 15.05.1984 – 02.07.1999 tarihleri arasında kesintili olarak davalı işverene ait yer altı antimon madeninde çalıştığı, sigortalının periyodik sağlık muayenelerinin yaptırılmadığı, işyerinde periyodik toz ölçümü yapılmadığı, bez maske kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Hükme esas alınan, makine ve kimya mühendislerinden müteşekkil üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 15.03.2007 tarihli kusur raporunda; meslek hastalığının oluşumunda davalı işverene %60 kusur verilirken, “...bünyesi, çocuklukta geçirdiği hastalıklar, beslenme durumu, alkol ve sigara alışkanlığı, bünyenin zayıflığı ve hassaslığı, çevre faktörleri, çalışma ortamı şartları, aile ve ev ortamı, stres, soluduğu toz konsantrasyonu, tozun cinsi, tozun büyüklüğü, maruziyet süresi, kişinin dikkati, akciğerin kendini temizleme kapasitesi...” gibi nedenlerle her meslek hastalığında kaçınılmazlık bulunduğu gerekçesiyle %40 oranında da kaçınılmazlığın etken olduğu bildirilmiştir.
506 sayılı Kanun’un 26’ncı maddesinde düzenlenen işveren sorumluluğu, “kusur sorumluluğu” niteliğinde olup, anılan maddede işveren sayılan sınırlı durumlardan; yani kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veya suç sayılabilir bir hareketinden sorumlu tutulmuştur.
İş kazası ve meslek hastalıklarının büyük bölümü işverenler tarafından iş sağlığı ve iş güvenliği konusundaki mevzuat hükümlerine uyulması ile önlenebilecek niteliktedir. Ancak kaçınılmaz dış etkenler ve kötü rastlantılar nedeniyle işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda hukuki ve teknik tüm gerekler yerine getirildiği halde iş kazası veya meslekhastalığı gerçekleşebilmektedir ki; bunlar “kaçınılmazlık” olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda; kaçınılmazlık, olayın meydana geldiği tarihte bilimsel ve teknik kurallar ve olanaklar gereğince alınacak tüm önlemlere rağmen zararın kısmen veya tamamen meydana gelmesi durumu olarak tanımlanabilir. Bu gerçekten hareketle 506 sayılı Kanun’un 26/1’inci maddesine 06.08.2003 tarih ve 4958 sayılı Kanun’un 28’inci maddesi ile; “İşçi ve işveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır” hükmü eklenmiştir. Bu düzenleme gereği; kaçınılmazlığın varlığı durumunda işverenin rücu tazminatı sorumluluğunu aynı oranda sınırlandırması gerekecektir.
Meslek hastalığında kaçınılmazlıktan bahsedebilmek için işverenin hastalığın oluşmaması için alabileceği tüm önlemleri almasından sonra işin doğası gereği kendiliğinden veya doğa güçleri gibi beklenmeyen etkiler nedeniyle ortaya çıkan bir kısım olumsuz etkenler bulunması gerekir. Başka bir deyişle; kaçınılmazlık işin doğasından kaynaklanan, önlenemez ve beklenmedik bir durumdur. Önlem alınarak önüne geçilebilecek olaylarda kaçınılmazlıktan söz edilemez.
Davaya konu zararlandırıcı sigorta olayının meydana geldiği işyeri antimon madeni işyeri olup, işyerindeki havalandırma durumu, toz konsantrasyonu, madenin cinsinden kaynaklanabilecek riskler ve sair çalışma koşulları tespit edilmediği gibi, hükme esas alınan kusur raporunda olaya etken olabileceği belirtilen ve uzun uzun sıralanan faktörlerden hangilerinin sigortalının dava konusu meslek hastalığının oluşumunda etken olduğu belirlenmiş değildir. Öte yandan raporu düzenleyen bilirkişilerin ne zararlandırıcı sigorta olayının meydana geldiği iş kolunda ne de sigortalıda oluşan meslek hastalığında uzmanlığından söz edilemez. Bu nedenle, gerekirse çalışma yerlerinde keşif yapılarak işyerindeki çalışma koşulları belirlenmeli, sigortalının yaptığı işin özellikleri, yakalandığı meslek hastalığına yol açan etkenler ve buna göre davalı şirkete ait işyerindeki çalışma koşulları yönünden hastalığın oluşması ve ilerlemesi bakımından illiyet bağı olup olmadığı, uygun neden sonuç ilişkisinin tespiti halinde işverenin kusur payı, aralarında sigortalıda oluşan meslek hastalığı konusunda uzman doktor ve meslek hastalığının meydana geldiği iş kolunda, iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında uzman bilirkişilerden oluşacak kuruldan kusur raporu alınarak, sigortalı ve işveren kusur oran ve aidiyetleri ile varsa kaçınılmazlık oranı yukarıda açıklanan esaslar dâhilinde gerçeğe uygun olarak tespiti gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerini bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.