İhbarname No : KYB - 2017/12053
İftira suçundan sanık ...’un 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 206 ve 62. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İSTANBUL 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/11/2012 tarihli ve 2007/58 esas, 2012/284 sayılı kararı kapsayan evrak incelendi.
İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/11/2012 tarihli ve 2007/58 esas, 2012/284 sayılı kararının diğer sanıklar yönünden kurulan mahkumiyet hükümlerinin Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 19/11/2014 tarihli ve 2014/4523 esas, 2014/5349 sayılı ilamı ile bozulmasını müteakip İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/20 esasına kayden görülen kamu davasında yapılan yargılama sonunda verilen karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderilmesi nedeniyle İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 15/11/2012 tarihli ve 2007/58 esas, 2012/284 sayılı kararına ilişkin evrak üzerinden yapılan incelemede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/7. maddesinde “Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir.” hükmünün yer aldığı, dosya kapsamına göre sanık ...’un 30/11/2006 tarihinde sahte kimlik kullanmak suçundan Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 28/05/2007 tarihli ve 2006/56272 soruşturma, 2007/7179 esas, 2007/5978 sayılı iddianame ile açılan davanın yapılan yargılaması sonunda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 267/1 maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Şişli 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 20/03/2008 tarihli ve 2007/589 esas, 2008/247 sayılı karar verildiği anlaşıldığından aynı fiil nedeniyle aynı sanık hakkında açılan davanın 5271 sayılı Kanun’un 223/7. maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 14.02.2017 gün ve 13225 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.03.2017 gün ve KYB/2017...12053 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Dosya kapsamına göre; hükümlü ... hakkında, 30.11.2006 tarihinde işlediği memura yalan beyanda bulunma suçundan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK 250. madde ile görevli) 25.1.2007 tarihli iddianamesi ile dava
açılarak İstanbul (Kapatılan) 9. Ağır Ceza Mahkemesinde 2007/58 esas, 2012/284 karar sayılı dosyası ile yargılama yapılıp 15.11.2012 tarihinde hükümlünün cezalandırılmasına karar verildiği ve bu kararın temyiz üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesi"nin 19.11.2014 gün ve 2014/4523 esas, 2014/5349 karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği, hükümlünün aynı eylemi sebebiyle Şişli Cumhuriyet Başsavcılığının 28.05.2007 tarihli iddianamesi ile açılan davada yargılandığı ve Şişli 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.03.2008 günlü ve 2007/589 esas, 2008/47 karar sayılı kararı ile mahkumiyetine karar verilip kararın temyiz edilmeksizin 21.04.2008 tarihinde kesinleştiğinin anlaşılması karşısında;
Kanun yararına bozma talebine konu hükmün temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 1. Ceza Dairesi"nin 19.11.2014 gün ve 2014/4523 esas, 2014/5349 karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmesi nedeniyle hükme yönelik kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağından; ayrıca talebe konu davaya ait iddianamenin Şişli 10. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davaya ait iddianameden önce düzenlenmiş olması nedeniyle 5271 sayılı CMK.nun 223/7. maddesinde yer alan "Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa, davanın reddine karar verilir." hükmü uyarınca, Şişli 10. Asliye Ceza Mahkemesince aynı fiil nedeniyle açılan mükerrer davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden ve anılan mahkemenin kararma karşı Adalet Bakanlığı"nca kanun yararına bozma yoluna başvurulması mümkün bulunduğundan,
Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği açıklanan nedenle yerinde görülmediğinden, kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, evrakın Adalet Bakanlığına gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.