Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/1943 Esas 2020/6241 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1943
Karar No: 2020/6241
Karar Tarihi: 21.12.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/1943 Esas 2020/6241 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2020/1943 E.  ,  2020/6241 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ



    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:


    Dava konusu, ...,... 237 ada 1 parsel sayılı 2.085,97 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... İlçesi çalışma alanında yapılan kadastro sonucu mera olarak kamu orta malları siciline kaydedilmişken, 2004 yılında yapılan cins değişikliği ile Hazine adına tarla vasfıyla 307 parsel numarası ile tescil edilmiş, 1459 parsel ile tevhidi sonucu oluşan ... numaralı parsel ise yapılan imar uygulaması kapsamında ihdas yoluyla davalı Hazine adına şuyulandırmaya tabi tutulması sonucu oluşturulup, 26.10.2006 tarihinde yapılan imar düzenlemesiyle 237 ada 1 parsel numarası ile Hazine adına arsa vasfıyla kaydedilmiştir. Davacı ..., imar-ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemece, temyize konu 237 ada 1 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacı yararına taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Dairemizin geri çevirme kararı üzerine dosya arasına alınan belgelerden,taşınmazın geldisini oluşturan 307 parsel sayılı taşınmazın 09.12.1963 tarihinde kesinleşen tapulama sonucu mera niteliği ile sınırlandırıldığı, 01.09.2004 yılında cins değişikliğine gidilerek tarla vasfı ile Hazine adına tapu kaydı oluşturulup, bilahare imar uygulaması ile ifraz görerek dava konusu kısmın 31.12.2008 tarihinde 237 ada 1 parsel numarası ile 2.085,97 metrekare yüzölçümlü olarak Hazine adına kaydedildiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesi içeriğine göre davacı, tespitten sonra başlayan zilyetliğe dayalı olarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmış olup, kadastro tespitinin kesinleşmesi ile birlikte tapuya tescil edilen taşınmazların mülkiyetinin, kural olarak zilyetlikle kazanılması mümkün bulunmadığı gibi, mera olarak sınırlandırılan ve özel siciline kaydolan taşınmazların da aynı şekilde zilyetlikle kazanılamayacağı, bu taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği; bir an için davanın tespitten önceki nedenlere dayalı olarak açıldığı düşünülse dahi, kadastro tespitinin kesinleştiği 1963 yılından eldeki davanın açıldığı 2015 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde öngörülen ve dava şartı olan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle açılan davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı anlaşıldığından, Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu hususlar göz ardı edilerek davanın esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.