19. Hukuk Dairesi 2016/6620 E. , 2017/866 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili aleyhine ... İcra Müdürlüğü"nün 2011/330 takip sayılı dosyasında aleyhine icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin borca itirazı üzerine alacaklı tarafın icra hukuk mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açıldığını ve davanın kabul edildiğini, bu kararın kesinleştiğini, gerçekte davacının herhangi bir borcu bulunmadığını, takibe konu edilen ve miktar hanesi tahrif edilmiş senetteki borcun tamamının 07.01.2009 tarihinde alacaklı ..."ın ... ... Bankası Şubesindeki hesabına 10.690,00 TL olarak yatırılmak suretiyle ödendiğini ileri sürerek davacının borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptalini ve %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takibe konu senede ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığını, yapılan ödemelerin yazılı delil ile ispatının gerekli olduğunu, senet üzerinde 30.000,00 TL olan miktarın 15.000,00 TL"ye dönüştürüldüğünü, bunda davacının bir zararının bulunmadığını, banka dekontunun İ.İ.K.68.maddesindeki belgelerden olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı taraf davalının hesabına yatırdığı 10.690,00TL "ye ilişkin dekontunu ibraz ettiği, yatırılan paranın icraya konu borca istinaden olduğunu ileri sürdüğü, davalı tarafça yapılan ödemeye itiraz edilmediği ödenen paranın da icra takibindeki borca ilişkin olmadığına dair beyanda bulunulmadığı, bu durumda davalı taraf yapılan ödemelerin başka bir borca istinaden yapıldığını ispatlamakla yükümlü olduğu, davalı tarafça yapılan 10.690,00 TL paranın başka bir borca istinaden yapıldığı ispat edilemediği, alacak takibe konduktan sonra ödemenin yapıldığı, bu nedenle davalı tarafın diğer alacaklara hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve %20 tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle somut olayda ispat yükünün davacıda olduğu, mahkemenin ispat yükünü davalıya yüklemesinin doğru olmadığı, kararın sonucu itibariyle doğru olduğunun anlaşılmış olmasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davacının ödemesi icra takibinden önce olup davalı tahsil edilen alacağı icra takibine koymakta kötüniyetli sayılacağından İ.İ.K."nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerekirken bu istemin reddine karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bent uyarınca davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 07/02/2017 günü oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı açtığı menfi tespit davasında takip dayanağı bono karşılığında davacı hesabına para yatırmak suretiyle ödeme yaptığını belirterek borçsuzluğunun tespitini istemiştir.
Davalı cevap dilekçesinde ödemeye itiraz etmemiş ancak bu ödemenin takip konusu bonoya yönelik olmadığını bildirmiştir.
Davalı bu savunmasıyla davacı ödemesinin başka bir sebebe bağlı olduğunu belirtmiş olmaktadır. Şu halde davalının davacı ödemesinin sebebini bildirmeli ve böyle bir sebebin varlığını ispat etmelidir.
Yerel mahkemece isabetli bir şekilde ispat külfeti davalıya yükletilerek ispat edilemediği saptanıp, davacının yaptığı ödeme kadar borçsuzluğuna hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Bu itibarla saygıdeğer çoğunluğun yerel mahkemenin ispat külfetine ilişkin görüşünü doğru bulmayan gerekçesine muhalifiz. 07.02.2017