14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/13847 Karar No: 2019/6028 Karar Tarihi: 30.09.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/13847 Esas 2019/6028 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebiyle davalıya dava açtılar. Davalı reddiyette bulundu. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verdi. Mahkeme, satış vaadi sözleşmesinde geçen bedelin günümüze uyarlanması sonucu oluşan bir miktarın talep edilmesine hükmetti. Ayrıca, diğer tescil taleplerini reddetti. Karar, davacıların temyizi üzerine Yargıtay tarafından bozuldu. Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanunu'nun 29. maddesi, Türk Medeni Kanunu'nun 4721 Sayılı Kanun'un 706. maddesi ve Noterlik Kanunu'nun 1512. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde düzenlenmesi gereken, iki tarafa borç yükleyen sözleşmedir. Vaat alacaklısı, tapu iptali ve tescil davası açarak borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
14. Hukuk Dairesi 2016/13847 E. , 2019/6028 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 06/05/2014 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 27/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar vekili, 176 ada 5 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan üstü konut ve altı dükkanlardan oluşan yapıdan yolun aşağısına doğru 3. dükkanın müvekkillerinin murisi ... tarafından satış vaadi sözleşmesi ile ...’ten alındığını, adı geçen murisin ayrıca 19.06.2003 tarihli adi yazılı sözleşme ile bu dükkanlardan 69 numaralı dükkanı da satın aldığını belirterek davaya konu parselde kat mülkiyetine geçişin mümkün olması durumunda kat mülkiyeti tapusunun müvekkilleri adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde müvekkillerine düşen bağımsız bölümlerin değerinin tüm taşınmaza değerine oranı dikkate alınarak taşınmazların tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tesciline karar verilmesini aksi halde 5.000,00 TL bedelin davalılardan tahsili ile müvekkillerine ödenmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile “dava konusu ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 176 ada 5 parsel sayılı taşınmazdaki yapıda bulunan taraflarca garyrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu yapılan 3 nolu dükkan yönünden satış vaadinde geçen bedelin günümüze uyarlanması sonucunda oluşan 35.971,29 TL"den kısmi dava sonucu açılan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla talebinin kabulü ile, (fazlaya ilişkin hakkı olan 30.971,29 TL) 5.000,00 TL bedelin davalıdan alınarak ..."un mirasçıları olan davacılara veraset ilamındaki hisseleri oranında verilmesine, davacının dava konusu taşınmazdaki diğer dükkan ve tüm tescil taleplerinin ise reddine” karar verilmiştir. Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir. Kaynağını 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 706. ve 1512 Sayılı Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olaya gelince, dosyada bulunan 22.08.2000 tarihli ve 02007 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulmayan üstü konut ve altı dükkanlardan oluşan yapıdaki 3 nolu dükkanın satışı davaya konu edilmiş olmakla mahkemece, öncelikle adı geçen taşınmaz üzerinde kat mülkiyeti veya kat irtifakının tesis edilip edilmeyeceğinin araştırılması; araştırma sonucunda tesisin mümkün olmayacağının anlaşılması halinde mahallinde uzman bilirkişiler eşliğinde keşif yapılıp raporda 3 nolu dükkanın arsa payına oranı hesap ettirilerek bu oran yönünden davanın kabulü ile tapu iptal ve tescile ilişkin hüküm kurulması gerekirken bu hususlar gözardı edilerek mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/09/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.