Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/9219
Karar No: 2012/628

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/9219 Esas 2012/628 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2011/9219 E.  ,  2012/628 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kartal 1. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 11/08/2010
    NUMARASI : 2010/58-2010/614

    Davacı vekili; iş sözleşmesinin  04/12/2009 tarihinde davalı tarafından haksız ve geçersiz bir şekilde sona erdirildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini istemiştir.
    Davalı işveren davacının işten çıkarılmadığını, iş sözleşmesinin 04/12/2009 ikale sözleşmesi imzalamak suretiyle davacının kendisinin iş akdini feshettiğini, işe iade davası açma hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece ikale sözleşmesinde esas olan tarafların iradelerinin uyuşması olduğu, iş sözleşmesinin önce feshedilip sonra ikale sözleşmesi adı altında belge imzalatılması nedeniyle ikale sözleşmesinin geçersiz olduğundan feshin geçerli nedene dayanmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatma tazminatının 4 aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok altı aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir.
    Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    İş sözleşmesinin ikale ile sona erip ermediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanunun 18 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan iş güvencesi hükümleri işçiyi işverenin feshine karşı koruma amacını taşımaktadır. Sözleşmenin işverenin feshi dışındaki bir nedenle sona ermesi halinde iş güvencesi hükümleri uygulanamaz. Bu bağlamda sözleşme ikale (bozma sözleşmesi) ile sona ermişse işçi iş güvencesi hükümlerine dayanarak feshin geçersizliğine karar verilmesini talep edemeyecektir.
    İkale, sözleşmenin tarafların ortak iradeleriyle sona erdirilmesidir. Niteliği itibariyle bir sözleşme olması nedeniyle ikale tarafların serbest iradelerine dayanmalıdır. Ayrıca ikale icabı işverenden gelmişse yasal tazminatlarına ilaveten işçiye ek bir menfaatın sağlanması(makul yarar) gerekir. Aksi halde iş sözleşmesinin ikale ile sona erdirildiğinden söz edilemez.
    Dosya içeriğine göre davacının   davalı işyerinde  çalıştığı  sırada    04.12.2009    günlü ikale  sözleşmesi ile  brüt  38821,47 TL  kıdem tazminatı,    brüt  6.397,14  TL ihbar tazminatı ve kıdem ve ihbar tazminatına ilaveten   4  aylık ücretine  karşılık  brüt: 9.153,00  TL   ödenmesi  karşılığında ikale  sözleşmesi imzalandığı  ve davacının  ödenecek  haklar  karşılığında işgüvencesi  hükümlerinden yararlanmayacağının kararlaştırıldığı  anlaşılmaktadır.
    Davacı  ikale   sözleşmesinin matbu olarak  önceden hazırlandığını, davacıya sözleşmeyi okuma  fırsatı  verilmediğini, 4  aylık ücretine  karşılık  brüt 8.802,00 TL   ödemenin  işveren tarafından  fesih  öncesi  verildiği iddia edilen ücret avanslarından mahsup  edildiğini,   sözleşmenin geçersiz olduğunu iddia etmiştir.
    Davalı işveren ise yasal haklarına ilaveten    4  aylık ücretine  karşılık  brüt 9.153,00    TL   ödeme yapıldığını, hiçbir baskı altında kalmadan  sözleşmeyi imzaladığını belirterek davanın reddini  savunmuştur.
    Dosya içeriğinden    ikale  sözleşmesinde davacıya   yasal haklarına ilaveten ödenmesi kararlaştırılan 4  aylık ücreti  tutarında bir ek  ödeme  yapılıp yapılmadığı  anlaşılamamaktadır. Bu durumda   mahkemece ikale  sözleşmesinde  davacıya yasal haklarına ilaveten  ödenmesi  kararlaştırılan  4  aylık ücreti  tutarında bir   ödeme  yapılıp  yapılmadığı, yapılmış  ise  bu  ödemenin  davacının   çalışma  sırasında   aldığı  bir  avans  varsa  bu avans  borcuna  mahsup  yapılıp   yapılmadığı  kuşkuya  yer  vermeyecek  şekilde  açıklığa  kavuşturulmalı,  ikale  sözleşmesinde  kararlaştırılan  ek  ödemenin  yapıldığının  saptanması halinde davacının  ikale  sözleşmesi  imzalamasında  makul yararın  bulunduğu  kabulü gerektiğinden davanın reddine karar verilmelidir. Böyle bir ödemenin  yapılmadığının tespiti  halinde ise  şimdiki  gibi karar  verilmelidir. Eksik  inceleme  ile yazılı  şekilde  karar verilmesi  hatalı olup  bozmayı  gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi