7. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/1094 Karar No: 2015/6333 Karar Tarihi: 06.04.2015
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/1094 Esas 2015/6333 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2015/1094 E. , 2015/6333 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : Alanya İş Mahkemesi Tarihi : 13/10/2014 Numarası : 2014/274-2014/778
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle dava tarihi “27/12/2010” olduğu halde gerekçeli karar başlığında “29/04/2014” olarak gösterilmiş olması yanlış ise de bu maddi hatanın mahkemece her zaman düzeltilmesinin mümkün olduğunun anlaşılmasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, davacının 15.06.2000-02.04.2010 tarihleri arasında çalıştığını, sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının işçileri olmadığını, alacakların zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairemiz tarafından “Somut olayda, davalı 04.07.2011 tarihli cevap dilekçesinde ve 24.09.2012 tarihli ıslah dilekçesinin 05.10.2012 tarihinde tebliği üzerine süresinde verdiği 09.10.2012 tarihli ıslah dilekçesine karşı cevapta zamanaşımı defi ileri sürdüğü halde fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacakları hakkında değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ile karar verildiği” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Öncelikle belirtilmelidir ki; 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere; Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, mahkeme yönünden; bozma kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, kararda açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki kurum mahkemeye; hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve yerine getirilmesi istenilen hususlar kapsamında, yargılama usulünün, davanın sürüncemede kalmaması ve en az maliyetle bir an önce bitirilmesi amacına yönelik “usûl ekonomisi ilkesi” çerçevesindeki hükümleri ışığında, uyulan bozma kararı gereğinin yerine, tam olarak getirilmemesi gerekçesiyle ikinci kez “BOZULMASINA” sebebiyet vermeyecek şekilde, özenle işlem yapmak ve hüküm kurmak zorunluluğunu getirir. Uzun yıllardan beri Yargıtay"ın kökleşmiş, sapma göstermeyen uygulamaları ve öğretide benimsenen usulü kazanılmış hak müessesesi, usul hukukunun dayandığı vazgeçilmez ana temellerinden biridir. Mahkemece ıslaha karşı davalının süresinde zamanaşımı savunmasında bulunduğu gerekçesiyle bu savunmanın değerlendirilmesi için verilen bozma kararına 22/07/2014 tarihli oturumda uyulmuş olup, yapılan yargılama sonucunda yeniden bozma öncesi gibi hükmün kurulması, bozmaya uyulmakla davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hak kuralının ihlali niteliğindedir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 06/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.