7. Hukuk Dairesi 2015/1394 E. , 2015/6323 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Adana 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 25/11/2014
Numarası : 2014/780-2014/1015
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, davalı işyerinde 2001 yılında kadroya geçmeden önceki dönem mevsimlik işçi olarak çalıştığı hizmetlerinin kıdemine sayılmadığını, 2011-2013 yıllarını kapsayacak 3. Dönem TİS’in geçici 4. maddesi gereği önceki işyerlerinde geçen çalışmaların da davalı işyerinde geçmiş gibi kabul edileceğine dair düzenleme gereği derece ve kademe tespiti taleplerinin kabulüne, yeni derece ve kademeleri dikkate alınarak ilk kadroya geçişlerinden itibaren TİS’den kaynaklanan ücret farkı, yıpranma primi, ilave tediye farkı, ikramiye farkı ve vardiya zammı alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı, davacıya sözkonusu hakların 2011-2013 yıllarını kapsayan TİS ile tanındığını, bu nedenle geçmişe yönelik taleplerin yerinde olmadığını, gerekli ödemelerin TİS’lere göre zaten yapıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairemiz tarafından “Mahkemece, ilgili Bakanlar Kurulu kararı getirtilerek, kararda belirlenen tarihlerden itibaren, davalı işverenin ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan ilave tediye alacağının yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi, TİS’den doğan alacaklar yönünden ise, TİS de belirlenen oranlarda ve tarihlerden itibaren faizin başlatılması ve temerrüt olgusunun burada da aranmaması gerektiği, yıpranma primi alacağının takdiri indirim yapılmadan hüküm altına alınmasının hakkaniyete uygun düşeceği“ gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak aynı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Öncelikle belirtilmelidir ki; 09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere;
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, mahkeme yönünden; bozma kararında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, kararda açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki kurum mahkemeye; hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar ve yerine getirilmesi istenilen hususlar kapsamında, yargılama usulünün, davanın sürüncemede kalmaması ve en az maliyetle bir an önce bitirilmesi amacına yönelik “usûl ekonomisi ilkesi” çerçevesindeki hükümleri ışığında, uyulan bozma kararı gereğinin yerine, tam olarak getirilmemesi gerekçesiyle ikinci kez “BOZULMASINA” sebebiyet vermeyecek şekilde, özenle işlem yapmak ve hüküm kurmak zorunluluğunu getirir.
Uzun yıllardan beri Yargıtay"ın kökleşmiş, sapma göstermeyen uygulamaları ve öğretide benimsenen usulü kazanılmış hak müessesesi, usul hukukunun dayandığı vazgeçilmez ana temellerinden biridir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında ilave tediye alacağı için Bakanlar Kurulu kararında belirtilen tarihe göre faiz yürütülmesi gerektiği belirtildiği halde TİS’de öngörülen ödeme süresine göre faiz işletilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
3-Ayrıca davalı Kurum Adana Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı harçtan muaf olduğu halde harçla sorumlu tutulması da İsabetsiz olmuştur.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 06/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.