(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/4877 E. , 2012/598 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli neden olmaksızın feshedildiğini belirterek müvekkilinin işe iadesine ve yasal haklarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının 27/05/2008-31/01/2010 tarihleri arasında toplam 128 gün hastalığı nedeniyle rapor aldığını, bu nedenle davacıdan 08/02/2010 tarihinde savunma alındığını, davacının savunmasında çalışmasına engel bir durumun kalmadığını, ilaç tedavisinin sona erdiğini belirttiğini, bunun üzerine işyeri hekiminden davacının hastalığı ile ilgili görüş alındığını, işyeri hekiminin davacının ileri tarihlerde de anılan kronik rahatsızlıklarının nüksetme ihtimalinin bulunduğu ve ilaç kullanabileceği şeklinde görüş bildirdiğini, bu beyan doğrultusunda iş akdine İş Kanunu 17 ve 18. madde uyarınca geçerli nedenle ve tazminatları ödenerek son verildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, işveren tarafından sunulan belgelerin ve tanık beyanlarının feshin geçerli olduğunu kanıtlamaya yeterli bulunmadığı, davalı tanığının aynı zamanda işyeri hekimi olduğu, insan kaynaklarına sunduğu yazılı açıklaması ile tanık olarak alınan beyanına göre davacının düzenli olarak çamaşırhane bölümünde çalışamayacağı anlaşıldığı halde davacıya rahatsızlığına uygun bir başka görev teklif edilmediği, feshin son çare olması ilkesine uyulmadığı gerekçesiyle işe iadeye karar verilmiştir.
İşçinin geçerli bir feshe neden olabilecek davranışları İş Kanunu"nun 25. maddesinde öngörülen ve işverene derhal fesih yetkisi tanıyan haklı nedenlerden farklıdır. Yargılama sırasında bu nedenlerin ağırlıkları her olayın özelliğine göre değerlendirilmelidir. İşçinin iyiniyet ve ahlak kurallarına uymayan davranışı sonucunda iş ilişkisine devam etmek işveren açısından çekilmez hale gelmişse, diğer bir anlatımla güven temeli çökmüşse işverenin haklı nedenle derhal fesih hakkı doğar. Buna karşılık işçinin davranışı taraflar arasında bulunması gereken güven temelini çökertecek ağırlıkta bulunmamakla, iş ilişkisine devamı tam anlamıyla çekilmez hale getirmemekle birlikte, işin normal işleyişini bozuyorsa, işyerindeki uyumu olumsuz yönde etkiliyor ve işverenden bu nedenle iş ilişkisini yürütmesi normal olarak beklenemiyorsa İş Yasasının 18/1. maddesi gereği geçerli fesih hakkı doğar.
Somut olayda, gazi kadrosunda çamaşır odası yardımcısı olarak çalışan davacının iş sözleşmesi işverence, 27/05/2008-31/01/2010 tarihleri arasında hastalık sebepleri ile 128 gün devamsızlık yaptığı, savunmada belirtilen hastalıklar ilaç kullanılması durumunda bile tekrarlayacak nitelikte olduğu, bu nedenle birlikte çalışma imkanı kalmadığı belirtilerek feshedilmiştir. Davacının belirtilen istirahat raporları dosyaya sunulmuştur. Bunlara göre, işçinin birisi bedensel, diğeri ruhsal olarak iki rahatsızlığı bulunmaktadır. Bu hastalıkların belgelere göre süreklilik kazandığı da anlaşılmaktadır. İşyeri hekimi de, davacının raporlarından söz ederek, post travmatik stres bozukluğu ve kişilik bozukluğunun tekrarlayacak rahatsızlıklar olduğunu, gerek astım, gerekse post travmatik stres bozukluğu nedeniyle ilerleyen günlerde işçinin istirahat raporları alma ve ilaç kullanma ihtimali bulunduğunu bildirmiştir. Davacının, işgörme edimini gerektiği gibi yapmasını engelleyecek, işyerinde olumsuzluklara yol açacak sıklık ve sürede istirahat raporları bulunmaktadır. İşyerinin niteliği de dikkate alındığında, bu durum işyerindeki iş akışını bozucu niteliktedir. Artık işverenden iş ilişkisini devam ettirmesi normal ölçülerde beklenemez. Fesih geçerli nedene dayanmaktadır ve davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabul edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine kesin olarak oybirliğiyle 26/01/2012 tarihinde karar verildi.