5. Hukuk Dairesi 2015/25055 E. , 2016/4388 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; davacının hissedar olduğu 902 parsel sayılı taşınmazın Yeni Güneypark Kentsel Dönüşüm Proje alanında yer alan imar parsellerine şuyulandırıldığı Yeni Güneypark Kentsel dönüşüm Proje alanında kalan ve dava konusu taşınmazı da kapsayan bölgede fiilen çalışmaların başladığı, projenin bir bütün olduğu da dikkate alındığında, dava konusu taşınmaza, kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Öte yandan 09.04.2013 tarihinde tapuya tescili sağlanan imar uygulaması sonucu, davacının hissedar olduğu taşınmazlar Yeni Güneypark Kentsel Dönüşüm Proje alanında kaldığı gibi söz konusu taşınmazlarda davalı idarenin de hissedar olduğu anlaşılmıştır.
30.06.2010 tarih ve 5998 sayılı Yasa ile değişik 5993 sayılı Belediye Kanununun 73.maddesinin 8.fıkrasında "Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı ilan edilen yerlerdeki belediyelere ait gayrimenkuller ile belediyenin anlaşma sağladığı veya kamulaştırdıkları gayrimenkuller üzerindeki inşaatların tamamı belediyeler tarafından yapılır veya yaptırılır. Belediye ile anlaşma yapmayan veya belediyece kamulaştırılmasına gerek duyulmayan gayrimenkul sahiplerinden proje alanında kendilerine 3194 sayılı Yasanın 18. maddesine göre, ayrı ada ve parselde imar hakkı verilmemiş olanlar kamulaştırmasız el atma davası açabilir" hükmü yer almakta olup, davacının hissedar olduğu taşınmazda,
davalı idarenin de paydaş olması ve ayrı ada ve parselde imar hakkı verilmemesi nedeniyle davacının kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan dava açma hakkı bulunduğunun kabulü doğrudur.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
Davacı vekilinin temyizine gelince;
6487 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun başlığı ile birlikte değiştirilen geçici 6. maddesinin 13. fıkrası "09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihlerini kapsayan dönemde oluşan mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla getirilen ve malikler aleyhine bir takım hükümler içeren bu istisnai düzenlemenin 04.11.1983 tarihinden sonraki dönem içinde uygulanmasının hukuk güvenliğini zedeleyeceği" gerekçesiyle Anayasanın 2 ve 35. maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
Bu durumda 04.11.1983 tarihinden sonra imar uygulamasına tabi tutulan taşınmazla ilgili davada ilam harcı ve vekalet ücretinin nispi olarak takdir edilmesi gerektiğinden,
1-Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının harca ilişkin (4) numaralı bendinin karardan tümü ile çıkartılarak yerine ( Alınması gereken 1.839,939,55-TL harçtan peşin ve ıslahla alınan 270,80-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.839,668,75-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir olarak kaydına, davacı tarafından karşılanan 270,80-TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine) cümlesinin yazılmasına,
2-Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının vekalet ücretine ilişkin (5) numaralı bendinden (1.500,00-TL maktu) rakam ve kelimelerinin çıkartılarak yerine (334.551,42-TL nispi) ibaresinin yazılmasına,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davalı idareden aşağıda yazılı kalan onama harcının alınmasına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 07/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.