5. Hukuk Dairesi 2015/25806 E. , 2016/4383 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare ile müdahil ............ vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekili ile müdahil vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır. Alınan rapor ve yapılan incelemeler hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1- Mahkemece iki kez bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi kurullarının kök raporlarında aynı emsal değerlendirmeye alındığı halde 1. Bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın emsalden daha değersiz, ikinci bilirkişi kurulunun kök raporunda ise dava konusu taşınmazın emsalden daha değerli olduğu kabul edilmek suretiyle taşınmaza değer biçildiğinden raporlar inandırıcı bulunmamıştır.
Öte yandan, 09.04.2012 tarihinde açılan davada, yargılama devam ederken idarece, dava konusu taşınmaza Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca acele el konulması talep edilmiş, Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/3 Değişik İş sayılı dosyasında, Temmuz- 2013 tarihi esas alınmak suretiyle acele kamulaştırma bedeli olarak belirlenen miktar esas alınmak suretiyle mahkemece kamulaştırma bedeli tespit edilmiştir.
Kamulaştırma Kanununun 15/11. maddesi uyarınca,kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescili için açılan davada değerlendirmenin idarece mahkemeye belgelerin verildiği gün yani, somut olayda dava tarihi olan 09.04.2012 tarihi esas alınarak yapılması gerektiği düşünülmeden, dava tarihinden sonraki tarihe göre taşınmaza acele el konulmasına ilişkin dosyadaki rapor esas alınarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla,
Taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu dava tarihindeki değerinin belirlenmesi ve ayrıca dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı da düşülerek değer biçilmesi, kamulaştırma sahasında kalan süs bitkilerinin ise yaşı ve verim durumu dikkate alınarak değer takdiri için, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2- Kabule göre de ,
a- Dava konusu taşınmazın değeri acele el koyma tarihi olan Temmuz- 2013 tarihi Esas alınmak suretiyle belirlendiği halde , hüküm altına alınan bedele 09.08.2012 tarihinden itibaren faiz işletilmesi,
b- Taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısımında yapılaşmada kısıtlılık olup olmayacağı araştırılmadan bu bölümde %30 oranında değer kaybı meydana geleceği kabul edilerek eksik inceleme ile hüküm kurulması ,
3- Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan süs bitkileri ile ilgili olarak müdahil tarafından açılıp bu dosya ile birleştirilen davadaki talebin kabulüne karar verildiği gözetilerek, davacı idarenin harçtan muaf olması nedeniyle müdahil tarafından karşılanan harcın iadesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare ile müdahil............. vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, müdahil .......... peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 07/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.