10. Hukuk Dairesi 2011/19036 E. , 2012/5323 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
03.06.2002 tarihli işkazasında sürekli işgöremez durumuna giren sigortalı ...Kurumca bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili davasının yapılan yargılaması sonunda; ilâmda yazılı nedenlerle isteğin kısmen kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacı ve davalılardan ...avukatlarınca istenilmesi ve davalı .... Avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.03.2012 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı adına Av. ... ile karşı taraf adına ... geldiler. Diğer davalılar adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlandı. Hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Davalılardan ... tarafından üstlenilen ve diğer davalı şirketin işçileri ile birlikte yapılan fabrika elektrik panosu yerinin değiştirilmesi sırasında, sıçrama yapan kabloların ... işçisi kazalı ... gözüne isabet etmesi ile %37,20 oranında sürekli iş göremez durumuna girmesi şeklinde oluşan iş kazasında, sigortalının %25, .... %50, ...’ın %25 kusurlu olduğunu belirleyen kusur raporu hükme dayanak alınmış, Mahkemece; 506 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca ilk peşin sermaye değerli gelirler ile yapılan ödemelerden oluşan Kurum zararının %75 kusur karşılığı hüküm altına alınmıştır.
5510 sayılı Yasanın 21. maddesiyle yeniden getirilen “sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı” tazmin hükmünün, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğü öncesinde gerçekleşen iş kazalarından kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 10 ve 26. maddeleridir. Davanın, her iki madde hükmüne dayanılarak açılması halinde, Dairemizin yerleşmiş görüşüne göre, 10.maddenin uygulama önceliği bulunmaktadır.
506 sayılı Yasanın 10. maddesinde, “Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde Kuruma bildirilmemesi halinde bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde ilgililerin sigorta yardımları Kurumca sağlanır...
Ancak, yukarıki fıkralarda belirtilen sigorta olayları için Kurumca yapılan ve ilerde yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile gelir bağlanırsa bu gelirlerin 22"nci maddede sözü geçen tarifeye göre hesabedilecek sermaye değerleri tutarı, 26"ncı maddede yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirilir.” hükmü öngörülmüştür. Anılan maddeye göre, işverenin sorumluluğu kusursuz sorumluluk ilkesine dayanmakta olup, zararlandırıcı sigorta olayında işverenin hiç kusuru olmasa bile, şayet sigortalının işe girişi süresinde Kuruma bildirilmemişse, Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarından 10.maddeye göre sorumlu tutulması gerekir.
Dava konusu somut olayda; 10. madde koşullarının oluştuğunun anlaşılmasına karşısında; tarafların kusur oranı gözetilmeksizin belirlenen ilk peşin sermaye değerli gelir ve ödemelerin, Borçlar Kanununun 43-44. maddeleri uyarınca sigortalının kusurunun %50"sinden az olmamak üzere hakkaniyet indirimi yapılarak, %87,5 kusur oranına göre davalıların sorumlu olduğu miktar belirlendikten sonra, rücu alacağına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsiz bulunmuştur.
3-Açıldığı tarihteki mevzuat hükümlerine uygun olan davanın, yasal dayanağını oluşturan düzenlemenin, yargılama sürecindeki yasa değişikliğiyle ortadan kalkmasında, tarafların sorumluluğu bulunmadığı, her davanın açıldığı tarihteki koşullara göre değerlendirileceği yönündeki usul kuralından hareketle, davanın gelirlerdeki katsayı artışları nedeniyle reddedilen miktarı yönünden davalı yararına vekalet ücreti hükmedilemeyeceği, ne var ki; ilk peşin sermaye değerli gelir ve ödemelerin kusur oranına göre reddedilen miktarı üzerinden davalı yararına vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde kedisini vekille temsil ettiren davalı şirket yararına vekalet ücretine hükmedilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum ile davalılardan... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA. davacı avukatı yararına takdir edilen, 900,00.-TL duruşma avukatlık parasının davalılardan,..., davalılardan...avukatı yararına takdir edilen 900,00.-TL duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... iadesine, 20.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.