8. Ceza Dairesi 2019/11187 E. , 2020/1291 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç uydurma, kasten yaralama, kamu görevlisine hakaret
HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Sanık hakkında kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanığın, atılı suçu işlemediğine, eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ve haksız yere ceza verildiğine yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
2- Sanık hakkında kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer, kişilerin onur, şeref ve saygınlığı olup, bu suçun oluşabilmesi için, davranışın kişiyi küçük düşürmeye matuf olarak gerçekleşmesi gerekmektedir. Bir hareketin tahkir edici olup olmadığı bazı durumlarda nispi olup, zamana, yere ve duruma göre değişebilmektedir. Kamu görevlileri veya sivil vatandaşa yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmemesi, sözlerin açıkça, onur, şeref, ve saygınlığı rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnadını veya sövme fiilini oluşturması gerekmektedir. Öte yandan kendilerine belirli idari yetkiler verilmiş görevlilerin, sözlerine ve eylemlerine getirilen eleştirilere daha fazla hoşgörü göstermeleri gerektiği AİHM içtihatlarında kabul edilmektedir. AİHM, kamu görevlilerine karşı yapılmış hakaret içerikli ifadelerle ilgili bir başvuruda, başvuruya konu sözlerin, kamuoyunun söz konusu görevlinin performansına duyduğu güveni ortadan kaldırmaya yönelik gerçek bir tehlike meydana getirip getirmediğini incelemektedir.
Tüm bu bilgiler ışığında; olay günü sanığın, müştekiye yönelik söylediği kabul edilen "siz kimsiniz lan beni buradan çıkarıyorsunuz" şeklindeki sözlerin,muhatabın onur, şeref ve saygınlığını rencide edici boyutta olmayıp, rahatsız edici, kaba ve nezaket dışı hitap tarzı niteliğinde olduğu ve hakaret suçunun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre;
Sanık hakkında TCK.nın 125/3-a maddesi uyarınca belirlenen hapis cezası üzerinden TCK.nın 125/4. maddesi uyarınca artırım yapılırken, yasa gereği 1/6 artırım oranının uygulandığının yazılmaması suretiyle CMUK.nın 232/6. maddesine aykırı davranılması
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
3- Sanık hakkında suç uydurma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde ise;
TCK.nın 271. maddesinde düzenlenen suç uydurma suçunun oluşabilmesi için failin işlenmediğini bildiği bir suçu yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar etmesi veya işlenmeyen bir suçun delil veya emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak biçimde uydurması gerektiği; somut olayda, okul önünde öğrenciler arasında yaşanan tartışma nedeniyle olay yerine giden sanık ile taşkınlık çıkmaması için kalabalığı dağıtmak isteyen polis memuru olan katılan ... arasında yaşanan tartışmada sanığın sözlü ve fiziki olarak katılana müdahalede bulunduğu, bu suretle sanığın Nurdağı Asayiş Büro Amirliği"nde şüpheli olarak alınan ifadesinde, katılanın kendisine tokat attığına yönelik iddiada bulunduğu, doğrudan katılan hakkında bir isnatta bulunan sanığın eyleminin TCK"nın 267/1. maddesinde düzenlenen iftira suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, ancak sanığın katılana yönelik iddiasının bir kısım tanıklar tarafından da doğrulandığının ve bu nedenle şikayetin maddi vakıalara dayandığının anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin, Anayasanın 74. maddesinde düzenlenen anayasal şikayet hakkını kullanma niteliğinde bulunduğu anlaşılmakla, yasal unsurları itibariyle oluşmayan suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Hürriyeti bağlayıcı cezanın adli para cezasına çevrilmesi karşısında, sanık hakkında TCK.nın 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.