11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/5877 Karar No: 2019/7164 Karar Tarihi: 09.10.2019
Sahte fatura düzenleme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/5877 Esas 2019/7164 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık hakkında 2009 ve 2010 yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan açılan davada, sanığın suçu kabul etmemesine rağmen maddi gerçeklerin tespit edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması yetersiz gerekçeyle verilmiştir. Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenlediği iddia edilen sanığın zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmemiştir. Takdiri indirim nedeninin uygulanıp uygulanmayacağı da yeterli değerlendirilmemiştir. Yargıtay, kararın bozulmasına hükmetmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise şöyledir: TCK 62/2, TCK 43, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi.
11. Ceza Dairesi 2016/5877 E. , 2019/7164 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Sahte fatura düzenleme HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Sanık hakkında 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan açılan kamu davasında; sanığın 2009 yılında kimliğini kaybettiğini, İstanbul ilinde şirketinin ve herhangi bir vergi mükellefiyetinin bulunmadığını beyan ederek yüklenen suçu kabul etmemesi, dosya içerisinde bulunan 12.06.2009 tarihli yoklama fişinde ise sanık adına atılı imza bulunması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, Vergi Dairesinden sanık adına imza atılarak yapılan başka işlemler ve verilen beyannameler varsa getirtilip, bu belgeler ile 12.06.2009 tarihli yoklama fişi ve elde edilmesi halinde suça konu faturalar sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde yazı ve imzaların aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, gerektiğinde suça konu faturaları kullandığı belirlenen mükellef yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının sorulmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, vergi mükellefiyeti oluşturulurken ibraz edilen Balıkesir Nüfus Müdürlüğü tarafından verilen nüfus cüzdanı fotokopisindeki fotoğraf ile kovuşturma aşamasında sanıktan temin edilen Zeytinburnu Nüfus Müdürlüğü tarafından verilen nüfus cüzdanındaki fotoğrafın aynı kişiye ait olduğunun anlaşıldığı şeklindeki yetersiz gerekçeyle sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması, 2- Kabule göre ise; a) TCK’nin 62/2 madde ve fıkrası gereğince, sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurularak hakkında takdiri indirim nedeninin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerekirken “...suçunu ısrarla inkarı cümlesinden olmak üzere, bir daha suç işlemeyeceği hususunda mahkememizde olumlu kanaat oluşmadığından...” şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle takdiri indirim nedeninin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, b) Aynı takvim yılı içerisinde birden fazla sahte fatura düzenlediği iddia olunan sanık hakkında TCK‘nin 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, c) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 09/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.