Davacı vekili müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı işverence geçerli sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine karar verilmesini, çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer hakları ile işe başlatmama tazminatının belirlenmesini istemiştir.
Davalı işveren, davacının işin ifasında doğruluk ve bağlılık ilkelerine uygun davranmadığını, yetkisinde olmayan işlerde bulunduğu ve eylemleri ile şirketi zarar uğrattığını ve şirketi müşterilere karşı zor durumda bıraktığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalının hazırlattığı iş denetim raporuna göre davacının şirketi 8.156,00 TL zarara uğrattığının belirlendiği ve davacının bu iddiayı kabul ettiği anlaşıldığından feshin haklı olduğu kanaati ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında fesihin haklı nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesidir.
Dosya içeriğinden, 06.12.2004 tarihinden itibaren davalı işyerinde bölge satış temsilcisi olarak çalışan davacının, iş sözleşmesinin işveren tarafından hazırlanan 22.01.2010 tarihli rapordaki tespitlere yeterli cevabı veremediğinden 4857 sayılı Kanun"un 25/II maddesine göre 29.01.2010 tarihi itibariyle feshedildi anlaşılmaktadır. İşveren tarafından hazırlanan 22.01.2010 tarihli raporda, Akdeniz Bölgesi ev dışı kanalı ürünlerin satış dağıtımı ile ilgili, 01.01.2009 - 31.12.2009 tarihleri arasındaki dönem için yapılan satışların, fiyat farkına ilişkin faturaların, satışın şartlara uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesi amacı ile yapılan inceleme soncunda, bazı ürünlerin satışında müşteri bazında yapılması öngörülenden daha fazla indirimler yapıldığı ve 8.156,00 TL tutarındaki numune olarak verilen dispenser ve aparatları için üreticiden onay alınmadan numune verildiği ve bu tespitlere ilişkin işlemlerin dökümünün yapıldığı görülmektedir. Bu kapsamda davacıdan savunması istenmiş ve davacı vekili aracılığı ile yaptığı 27.01.2010 tarihli yazılı savunmasında yapılan incelemede tek satışların esas alınarak iskonto oranlarının bulunduğunu oysa yıllık satışa göre iskonto ortalaması yapılması gerekeceğini ve bir kısım iskonto oranlarının çizelgede farklı gösterildiğini ve 2009 yılı için bölge genelinde 180.000,00 TL tutarında dispenser aparatı verilmişken davacının 8.156,00 TL tutarındaki dispenser aparatının sorulamayacağını ileri sürerek iddiaları reddetmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 266. maddesinde mahkemenin çözümü hukuk dışında özel ve teknik bilgi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin görüşüne başvuracağı, belirtilmiştir. Mahkemece olayın aydınlatılması için işletme ve muhasebe bilgisi gerektiği halde bu yönde tarafsız uzman bilirkişilerden rapor alınması yerine davalı işverenin hazırladığı rapora dayanılarak ve davacının bu rapora karşı yaptığı itirazlar değerlendirilmeden sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davalı işyerinin satışlarda uyulması gereken talimatları ile indirim oranları ve bölge satış temsilcisi olan davacının bu iskontoların uygulanmasında kendisine varsa verilen yetkisinin sınırları ve işyerinde dispenser ve aparatlarının dağıtımına ilişkin usullere ilişkin belge ve kayıtlar getirtildikten sonra davacının işyeri talimat ve uygulmalarına aykırı eylemleri olup olmadığı konusunda uzman bilirkişilerden oluşan heyetten rapor alınarak, iş sözleşmesi feshinin haklı veya geçerli nedene dayalı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilmesi bozma nedendir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 26.01.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.