Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8837
Karar No: 2018/1860
Karar Tarihi: 12.03.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/8837 Esas 2018/1860 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/8837 E.  ,  2018/1860 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    (FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)
    V

    Taraflar arasında görülen davada ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/05/2016 tarih ve 2014/529-2016/264 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkilinin uzun yıllardır matbaacılık faaliyeti yürüttüğünü ve 2012/04528 sayılı “...+Şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirdiğini, davalının müvekkilinin markasını internette ve ticari faaliyetinde kullandığının tespit edildiğini, yapılan ihtara rağmen haksız kullanımı devam ettirdiğini, bu durumun müvekkilinin marka hakkına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek markaya tecavüzün önlenmesine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile marka tecavüzü nedeniyle uğranılan zarara ilişkin 10.000,00 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; müvekkilinin davetiye sektöründe faaliyet gösterdiğini, “...” ibaresinin müvekkili tarafından eskiden beri kullanıldığını, hatta davacıdan önce 2010 yılında marka tescili başvurusunda dahi bulunulduğunu, ancak başvurunun takip edilmediği için tescil edilmediğini, davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı adına 35. sınıfta tescilli "... + Şekil" markasının bulunduğu, davalı adına "..." ibareli bir marka tescili bulunmadığı, bu nedenle davalının fiili kullanımının davacının tescilli markasına tecavüz oluşturduğu, markanın haksız kullanılmasından dolayı davacının 18.587,78 TL maddi zararının olduğu ve davacının manevi zarara uğradığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının kullanımın davacının marka hakkına tecavüz olduğunun tespitine ve müdahalenin önlenmesine, davacının fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla 10.000,00 TL maddi tazminat ile 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava, marka hakkına tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı adına “...” ibareli bir marka tescili bulunmadığı, bu nedenle davalının fiili kullanımının marka hakkına tecavüz oluşturduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı savunmasında, dava konusu “...” ibaresini davacıdan daha önce tescilsiz ticaret unvanı ve markasal olarak kullanmaya başladığını, 2010 yılında bu ibare için marka başvurusunda bulunduğunu, ancak başvuruyu takip etmediği için tescil işleminin yapılmadığını savunarak dava konusu ibare üzerinde gerçek hak sahipliği iddiasında bulunmuş, mahkemece, davalının bu savunması üzerinde durulmadan karar verilmiştir. Ancak, gerçek hak sahipliği ilkesinden hareketle, bir markaya konu işareti tescilden önce ilk defa ihdas eden ve kullanan kişiler bu kullanıma dayalı olarak markanın başkalarınca tescil ettirilmek istenmesine itiraz edebilecekleri gibi tescilden sonra da hükümsüzlük davası açabilirler veya önceye dayalı haklarını tescile itiraz ve hükümsüzlük davası açmak yerine kendilerine karşı markanın tescilinden sonra açılan tecavüz iddialarına karşı da bu haklarını def"i olarak ileri sürebilirler. Gerçekten de, 556 sayılı KHK marka korumasının tescil yolu elde edileceğini kabul etmiş olmakla beraber, açılan böyle bir davada, tescilsiz marka sahibinin tescilli marka sahibine karşı, dava konusu edilen markayı tescilsiz kullanmak sureti ile marka üzerinde öncelik hakkına sahip olduğunu, derdest davada def’i yolu ile ileri sürmesini yasaklayan yasal bir düzenleme mevcut bulunmamaktadır. Nitekim, Dairemizin 19.10.2006 tarih 7175/10558 sayılı kararında da tescilli marka hakkı sahibinin bu işareti önceden beri marka veya sair bir tanıtma işareti olarak kişiyi kullanmaktan men etmesinin mümkün olmadığı, aynı hususun Türkiye"nin de taraf olduğu TRIPS Anlaşması 16/1. maddesi son cümlesinde "tescilli marka hakkının önceden tanınmış haklara zarar veremeyeceği" şeklinde düzenlemenin de mevcut bulunduğu görüşü açıklanmıştır. Bu durumda, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, davalının önceye dayalı hak sahibi olduğunu derdest işbu davada def’i olarak ileri sürebileceği kabul edilerek davalının bu savunması da araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi