14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/7768 Karar No: 2019/6010 Karar Tarihi: 30.09.2019
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/7768 Esas 2019/6010 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen ortaklığın giderilmesi davası sonucu verilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Kararda, Tebligat Kanunu'nun 2011 yılında değiştirildiği ve artık gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsendiği belirtilmektedir. İlk defa bildirilen adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark olmadığı vurgulanmaktadır. Kararda ayrıca, tebliğ işleminin iki veya üç tebligatla yapılmasının amaçlandığı anlatılmaktadır. Yönetmelikte belirtildiği üzere, ilk defa bildirilen adres, adres kayıt sistemindeki adres olsa dahi, tebliğ evrakının Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması gerektiği vurgulanmaktadır. Kararda bahsedilen kanun maddeleri 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe girdikten sonra değiştirilmesi sonucu oluşan 6099 sayılı Kanun'daki 21. ve 10/1. maddeleridir. Ayrıca, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi de açık mavi renkli zarflarla yapılacak tebligatın hemen başvurulacak bir yol olmadığına işaret etmektedir.
14. Hukuk Dairesi 2016/7768 E. , 2019/6010 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. Bu değişikliğe göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, bilinen veya gösterilen adresine yapılacaktır. Buna göre, ilk defa bildirilen adresin muhatabın (davalının) adres kayıt sistemindeki adresi veya başka bir adres olması arasında fark yoktur. Her iki adres de Tebligat Kanununun 10/1. maddesi kapsamında bilinen adrestir. Bildirilen adrese çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi de nazara alınarak muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılacaktır. Tebligat Kanununda değişiklik öngören maddelerin gerekçelerine göre, tebliğ işleminin iki veya üç tebligatla yapılmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Tebligat Kanununda yapılan değişiklikten sonraki hükümlerde ve bu değişikliğe uygun olarak çıkarılan uygulama yönetmeliği hükümlerinde, muhatabın sadece adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresinin bilinen adres olarak bildirilmesi halinde ilk tebliğin 21/2"ye göre yapılacağına imkan tanınmamış, aksine bildirilen adres, adres kayıt sistemindeki adres olsa dahi tebligatın 10/1 ve 21/1 maddelere göre yapılacağı, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, ikinci tebliğin 21/2"ye göre yapılabileceği belirtilmiştir. Ayrıca Yönetmeliğin 16. maddesinde, Kanunun 21/2. maddesine göre çıkarılacak tebligatların açık mavi renkli zarflarla yapılacağı belirtilerek, bu usulün hemen başvurulacak bir yol olmadığına, istisna olarak ve belirli şartların oluşması halinde başvurulacak bir tebligat şekli olduğuna da işaret etmektedir. İlk defa bildirilen adres, adres kayıt sistemindeki adres olsa dahi, tebliğ evrakının Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması, Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesince muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir. Somut olayda; davalılar ... ve ...’a yapılan gerekçeli karar tebligatlarının, yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı olarak TK"nun 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle, davalı adına önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK"nun 21/2. maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğu; davalı ...’a yapılan gerekçeli karar tebligatının aynı konutta oturan yakınına tebliğ edildiği ancak muhatapla tebligatı alan kişinin yakınlık derecesi tebligat parçasından anlaşılamadığından, adı geçen davalıların adreslerine 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararların tebliğleri sağlanarak ve yasal temyiz süresi beklenildikten sonra, temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 30.09.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.