16. Hukuk Dairesi 2018/143 E. , 2020/6222 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "Mahkemece, davalı ile Hazine arasında görülen Kemer Kadastro Mahkemesi"nin 1994/601-1998/135 sayılı dosyasının güçlü delil teşkil ettiği kabul edilmek suretiyle karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın karar için yeterli bulunmadığı, davacının, dava dilekçesinde çekişmeli taşınmazda miras hakkı olduğu iddiasına dayandığı ve davalı ile Hazine arasında görülen Kemer Kadastro Mahkemesi"nin 1994/601-1998/135 sayılı dosyasında davacı taraf olmadığı gibi, Kemer Kadastro Mahkemesi"nin 1994/601-1998/135 sayılı dosyasında taşınmazın ortak muristen gelip gelmediği, ortak muristen geliyorsa taksim edilip edilmediği hususları dava konusu olmadığından bu hususlarda mahkemece bir araştırma ve inceleme yapılmadığı, bu nedenle Kemer Kadastro Mahkemesi"nin 1994/601-1998/135 sayılı dosyasının davacı yönünden güçlü delil teşkil ettiğinin söylenemeyeceği belirtilerek, tarafların iddia ve savunmalarıyla ilgili olarak bildirdikleri ve bildirecekleri tüm delillerin toplanması, çekişmeli taşınmazların başında yöntemince keşif yapılması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., davalı ile kardeş olduklarını, davaya konu taşınmazın ortak muris ... "den geldiğini, taşınmazın taksim edilmediğini, murisin ölümü ile terekesinin mirasçıları olan davalı ile kendisine eşit payla intikal ettiğini ileri sürerek, miras payı oranında tapu kaydının iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Davalı ... ise, davaya konu taşınmazın kadastro sırasında Hazine adına tespit edildiğini, Hazine"ye karşı açılan kadastro tespitine itiraz davası sonucunda adına tapuya tesciline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, muris ... "ün vefatından sonra 1984 yılında yapılan rızai taksim sözleşmesinde dava konusu taşınmazın tarafların hür iradeleri ile sözleşmede yer almadığı, mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarında dava konusu taşınmazın öncesinde muris ... "ya ait olduğunu ve murisin bir kısım mallarının sağlığında, bir kısım mallarının ise ölümünden sonra paylaşıldığının ifade edildiğini, ayrıca davalının, murisin sağlığında tapulama komisyon kararına karşı Kemer Kadastro Mahkemesinde dava açtığı, davanın açılmasına karşı muris ya da davacı tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, davalı ..." ün, Kemer Kadastro Mahkemesinde dava konusu taşınmaz hakkında açmış olduğu tespite itiraz davası, davacı yönünden aleyhe hüküm oluşturmayacağı gibi, anılan dava dosyasında, taşınmazın ortak muristen gelip gelmediği, ortak muristen geliyorsa taksim edilip edilmediği hususlarının dava konusu olmaması nedeniyle bu konularda bir araştırma ve inceleme yapılmadığından, bu dosyanın davacı aleyhine güçlü delil teşkil ettiği de söylenemez. Bu durum karşısında, çekişmeli taşınmazın müşterek muristen gelip gelmediği ve taşınmaz murise ait ise mirasçılar arasında yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığı hususlarının araştırılarak açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Bu hususlarda mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; Mahkemece öncelikle, yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişinin katılımıyla mahallinde keşif yapılmak suretiyle, çekişmeli taşınmazın evveliyatında kime ait olduğu, taşınmazın muristen mi intikal ettiği yoksa davalıya mı ait olduğu hususu tereddütsüz olarak belirlenmeli, taşınmazın muristen geldiğinin anlaşılması halinde taşınmazın davalıya satış, bağış, paylaştırma veya benzeri bir hukuki sebebe istinaden intikal edip etmediği açıklığa kavuşturulmalı, tespit tarihinde murisin hayatta olduğu ve yapılmış bir taksim varsa bu taksimin tespitten sonra yapıldığı gözetilmeli, taşınmazın murisin terekesine ait olduğu belirlendiği takdirde murisin ölümünden sonra sürdürülen zilyetliğin tereke adına olduğu düşünülmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.