4. Hukuk Dairesi 2017/883 E. , 2017/2213 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 24/01/2014 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı idarenin karayolu yapımı ve genişletilmesi için taşınmazının bir kısmına fiilen girmek suretiyle evini yıktığını, bir bedel ödemediğini, kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedelin tahsili davası açtığını, evinin yıkılması sonucu ailesiyle kiraya çıktığını, haksız fiil nedeniyle kira ödemek zorunda kaldığını belirterek, zararının giderilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
11/02/1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının I. bendinde açıkça belirtildiği gibi, bir kamu kurumu tarafından verilen kararlar üzerine plan ve projesine göre bir yol yapılması dolayısıyla evinin duvarı yıkılan veya bodrum katını sel basan, bir su tesisi yapılması neticesinde tarlasındaki sular çekilip ağaçları ve mahsulleri kuruyan veya tarlası ekilemez hale gelen yahut tarlasının kenarından geçen derenin kuruması yüzünden tarlası susuz kalan veya su tesisinin bozukluğu yahut bakımındaki ihmal yüzünden tarlasını sular basıp bu suların getirdiği kumlardan dolayı tarlası artık ekilemeyecek duruma düşen kimsenin uğradığı zararlar gibi zararlar idari kararın ve fiilin neticesinde meydana gelen zararlardır. Zira bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere plan ve projeler yapıp o plan ve projeler gereğince işi görmesi de verilen kararın neticesi olan birer idari eylemdir. O halde sözü edilen kararda örnek olarak belirtilen bu eylemlerden doğan zararların ödettirilmesi istekleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi hükmünce bir tam yargı davasıdır ve bu davalara bakma görevi idari yargı yerine aittir.
Somut olayda, davanın İdare’ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası olarak açılması gerekirdi. Yargı yolu, 6100 Sayılı HMK"nın 114/1-b ve 115. maddelerinde düzenlenen ve yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilecek olan dava şartıdır. Şu durumda, mahkemece davalı ... Müdürlüğüne karşı açılan dava açısından yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu durum bozmayı gerektirmiştir.
./..
-2-
SONUÇ: Temyiz olunan kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına 26/04/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
Dava maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin karar Dairemiz çoğunluğunca idari yargının görevli olduğu gerekçesi ile bozulmuştur.
Davacı vekili; davalı idarenin karayolu yapımı ve genişletilmesi sırasında müvekkilinin ailesi ile birlikte oturmakta olduğu evin bulunduğu taşınmazın bir kısmına girerek evini yıktığını, bundan dolayı kamulaştırmasız el atma bedelinin tahsili için açtıkları davanın 3 esas sayılı dosyasında devam ettiğini, evin yıkılması dolayısıyla davacının ailesi ile birlikte kiralık bir evde oturduğunu belirterek, ödediği kira bedelinden oluşan zararının tahsilini talep etmiştir.
Davalı idare davanın reddini savunmuştur.
Dava kamulaştırmasız olarak el atılan ve yıkılan taşınmazın kullanılamaması sebebiyle oluşan zararın tazminine ilişkin olup, özel mülkiyete konu olan bir taşınmaza idarece zarar verilmesi olgusuna dayanmaktadır. Davacı bu davada evinin yıkılmasından dolayı ödemek zorunda kaldığı kira bedelini talep etmektedir. İdarenin bir kamulaştırma işlemi olmayıp, davacının taşınmazı kamulaştırma alanı dışında bulunduğu gibi, plan ve proje kapsamında da değildir. Bu nedenle davada 11/02/1959 tarihli ve 17/15 sayılı içtihadı birleştirme kararının uygulama alanı yoktur. Davanın haksız fiil hükümleri çerçevesinde adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği düşüncesinde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyoruz.26/04/2017