11. Hukuk Dairesi 2016/8943 E. , 2018/1854 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21/04/2016 tarih ve 2015/254-2016/393 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin muhatap banka olduğu ve müşterisi dava dışı ... Ürünleri Petrol İstasyonları Malzeme ile Makine Yağlar San. ve Tic. Ltd Şti. tarafından keşide edilen üç adet çekin davalı tarafından takas odasına ibraz edildiğini, takas odası tarafından çekin karşılığının olmadığının bildirilmesi üzerine çeklerin yasal sorumluluk miktarlarının tahsili için müvekkiline başvurulduğunu, ancak söz konusu çeklerdeki imzalar ile keşideci imzalarının benzeşmediği için ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı tarafından çeklerin yasal sorumluluk miktarları için müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını ve icra takibinin kesinleşmesi üzerine müvekkili tarafından icra dosyasına 2.309,27 TL ödeme yapıldığını, oysa çeklerdeki imzalar ile keşideci imzasının benzemediğini, bu nedenle müvekkilinin yasal sorumluluk miktarını ödeme zorunluluğunun bulunmadığını, ayrıca çeklerin yasal sorumluluk miktarının çek başına 500,00 TL olmasına rağmen çek başına 600,00 TL ödendiğini ileri sürerek 2.309,27 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafından icra dosyasına ödenen yasal sorumluluk miktarına ilişkin itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu çek bedelleri için keşideci aleyhine de icra takibi yapıldığı ve icra takiplerinin kesinleştiği, keşidecinin davaya ve icra takibine konu edilen çekler yönünden imzalarına bir itirazının bulunmadığı, ayrıca hesap açılış kartonundaki imza ile çeklerdeki keşideci imzası arasında farklılık da gözlenmediği, her bir çek yaprağı için 2010 yılında 600,00 TL asgari çek tazmin bedelinin istenebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava karşılıksız çıkan çeklerin yasal sorumluluk bedelleri için icra dosyasına yapılan ödemenin istirdadı istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalı tarafından ibraz edilen ve karşılıksız çıkan dava konusu çeklerdeki imzalar ile imza kartonundaki keşideci imzasının benzememesi üzerine davalıya çeklerin yasal sorumluluk bedellerinin ödenmediğini, bunun üzerine davalının icra kanalıyla müvekkilinden çeklerin yasal sorumluluk bedellerini haksız olarak tahsil ettiğini ileri
sürmüştür. Mahkemece, davalının dava konusu çekler için keşideci aleyhine yaptığı ve kesinleşen icra takibinde keşidecinin imza inkarında bulunmadığı, bu nedenle imza incelemesine gerek olmadığı, ayrıca çeklerdeki imza ile imza kartonundaki imzanın benzediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, çeklerin ibraz edildiği tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı ...’nin 724. maddesine göre “tahrif edilmiş bir çeki ... olmasından doğan zarar muhataba ait olur; meğer ki senette keşideci olarak gösterilen kimseye kendisine bırakılan çek defterini iyi saklamamış olması gibi bir kusurunun isnadı mümkün olsun”. Öğreti ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, muhatap bankanın bu maddede öngörülen sorumluluğu kusur aranmayan bir sorumluluk olup, muhatap bankanın sahte çek nedeniyle ödeme yapması durumunda muhatap banka kusursuzluğunu ispat etse bile bu sorumluluktan kurtulamayacaktır. Bu itibarla, keşidecinin dava konusu çekler nedeniyle aleyhine yapılan icra takibinde imzaya itiraz etmemesi, çeklerdeki imzanın sahte olma ihtimalini ortadan kaldırmayacağı için muhatap bankanın sahte imza nedeniyle ödeme yapmaması da Kanun’un bankaya yüklediği bir yükümlülüktür. Bu durumda, mahkemece, dava konusu çeklerdeki imzanın keşideciye ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 12/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.