Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/15838 Esas 2012/5220 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/15838
Karar No: 2012/5220

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/15838 Esas 2012/5220 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2010/15838 E.  ,  2012/5220 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
    Davacı, asıl davada, trafik kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine yapılan yardımların, davalılar ... ve ....’nden, birleşen davada da, davalılar ... ve ...’dan 1479 sayılı Yasanın 63. maddesi gereğince tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum vekili ile, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605. maddesidir. Türk Medeni Kanununun 605. maddesinin 2. fıkrasında “ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm çerçevesinde, mirasın hükmen reddi bir süreye tabi olmayıp, mirasçılar, alacaklılara karşı açacakları tespit davası ile terekenin borca batık olduğunun tespitini her zaman isteyebilecekleri gibi, mirasçılara karşı açılacak davada defi olarak da her zaman terekenin borca batık olduğu ileri sürülebilecektir.
    Eldeki davada, mahkemece, terekenin borca batık olduğunun ve mirasın hükmen reddedilmiş sayılacağının kabulünde bir isabetsizlik yok ise de; terekenin borca batık olduğu savunması bir defi olup, bunu ileri sürmeyen davalılar yönünden resen nazara alınamaz. Hal böyle olunca, davalılardan ... vekilinin yargılama aşamasında, murisin terekesinin borca batık olduğu için mirasın hükmen reddedilmiş sayılacağını defi olarak ileri sürmemesi karşısında, anılan davalı yönünden, belirtilen gerekçelerle ret kararı verilmesi isabetsizdir.
    3-Kabule göre de;
    A-Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388. maddesinin 2. fıkrasında, kararda tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerinin gösterilmesinin gerektiği hüküm altına alınmıştır. Mahkemece, anılan yasal düzenlemenin amir hükmüne aykırı olarak, karar başlığında, davalılardan ... vekilinin, ... ve ... ile vekilinin isim ve adresine yer verilmemesi ve davacı Kurum vekilinin isminin hatalı yazılması;
    B-Asıl dava ve birleşen dava için ayrı ayrı vekalet ücreti, harç ve yargılama gideri yönünden hüküm kurulması gerekirken, asıl dava ve birleşen davanın tek bir dava olarak kabulü ile vekalet ücreti, harç ve yargılama gideri yönünden hatalı hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı Kurum vekilinin ve davalılar ... ve ... vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... ve ..."a iadesine, 19.03.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.