15. Hukuk Dairesi 2014/7251 E. , 2015/3255 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
Tarihi :26.05.2014
Numarası :2012/51-2014/124
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin ve gecikme tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; ıslah talebini de dikkate alarak davanın kabulüne dair kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Davacı davasında, davalı ile aralarında 11.02.2004 tarihinde asansör montaj sözleşmesi yapıldığını, sözleşme hükmü uyarıca ... parselde bulunan .../.. ve .../.. numaralı bloklara dört adet insan asansörü yaparak teslim ettiğini, davalının ise sözleşmede kendisine teslim edileceği belirtilen üç adet daireden ikisini teslim etmesine karşın üçüncü daireyi teslim etmediğini iddia ederek, davalıya ait 120 m2 net yüzölçümlü dairenin adına tescilini, bu mümkün olmazsa dairenin dava tarihindeki değerinin avans faiziyle birlikte tahsilini ve ayrıca 2.000,00 TL kira kaybının da tahsiline karar verilmesini istemiş; yargılama sırasında istemini ıslah ederek kira kaybı istemini 21.240,00 TL"ye, dairenin bedelini de 160.000,00 TL"ye çıkarmıştır. Mahkemece; alınan 06.01.2014 tarihli bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında 11.02.2004 tarihinde adi yazılı şekilde asansör montaj sözleşmesi yapılmış olup, bu sözleşme niteliği itibarıyla zaman bakımından uygulanması gereken mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen bir "eser sözleşmesi" dir. Davacı, bu sözleşmenin yüklenicisi, davalı ise iş sahibidir. Sözleşme hükmü uyarınca davacı yüklenici 4 adet insan asönsürünün imalâtını yapacaktır. Sözleşmenin "İŞİN BEDELİ" başlıklı maddesinde iş bedelinin, KDV dahil 135.000,00 TL olduğu, bu iş bedelinin 3 adet daire verilmek suretiyle ödeneceği, dairelerin brüt 145 m2, net 120 m2 olacağı ve dairelerin mutfak, banyo dolabı, vitrifiye armatür, parkeler, iç kapı ile radyatör hariç anahtar teslimi olarak davacıya teslim edileceği belirtilmiştir.
Kural olarak; eser sözleşmelerinin geçerli olması herhangi bir şekil şartına tabi değildir. Tarafların karşılıklı olarak "icap" ve "kabul" irade açıklamalarıyla eser sözleşmesi ilişkisi kurulur. Yazılı olması ancak, taraflara ispat kolaylığı sağlar. Ne var ki, taşınmaz mülkiyeti nakli borcunu doğuran sözleşmelerin BK"nın 213, TMK"nın 706, Tapu Kanunu"nun ...ve Noterlik Kanunu"nun 60. maddeleri uyarınca resmi yazılı şekilde yapılması zorunludur. Bu zorunluluk sözleşmenin geçerliliğine ilişkin olup, bu şekil şartına uymayan bir sözleşme geçerli olarak kabul edilemez. Geçerli olarak yapılmamış bir sözleşmenin ise ifası istenemeyeceği gibi, bu sözleşme hükümlerine dayanılarak da menfi ve müspet zararlar da istenemez. Taraflar arasında yapıldığı ihtilaf konusu olmayan 11.02.2004 tarihli sözleşme ise, adi yazılı şekilde yapılmış olup, taşınmaz mülkiyetini nakil borcunu içerdiğinden geçerli değildir. Geçerli olmayan bu sözleşmeye dayanılarak davacı yüklenici dairenin tapusunu isteyemeyeceği gibi, müspet zarar kapsamında olan ve kendisine teslimi mümkün olmayan daireye ilişkin kira kaybını da isteyemez. Bu sebeple kira kaybına ilişkin istemin tümden reddine karar vermek gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan, yukarda sözü edilen ve taraflar arasında imzalanan sözleşmede iş bedeli KDV dahil 135.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Ödemenin ise aynı büyüklükte 3 adet daire verilmek suretiyle yapılacağı açıklanmıştır. Davacıya teslimi gereken üç adet daireden ikisinin teslim edildiği, bir dairenin ise teslim edilmediği ihtilaf konusu değildir. Şu halde, mahkemece davacıya teslim edilen iki adet daireye karşılık gelen 90.000,00 TL, tüm iş bedelinden mahsup edilerek kalan 45.000,00 TL üzerinden iş bedeline ilişkin istemin kabulü gerekirken, teslim edilmeyen bir adet dairenin dava tarihindeki değeri üzerinden hüküm kurulması da doğru değildir.
Mahkemece; iş bedeli yönünden davanın kısmen kabulüyle 45.000,00 Tl alacağın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte tahsiline, iş bedeline ilişkin bakiye istem ile kira kaybına ilişkin tüm istemin reddine karar verilmelidir.
Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca diğer temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.