22. Hukuk Dairesi 2016/19042 E. , 2019/17120 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalıya ait yurt dışı şantiyelerinde 17.10.1997 - 07.03.2011 tarihleri arasında sürekli olarak çalıştığını, aylık net ücretinin net 1.200 USD olduğunu, 3 öğün yemek ile barınmanın işverence sağlandığını, haftada yedi gün çalıştığını, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, ancak ücretlerinin ödenmediğini, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak fesih edildiğini savunarak bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, talep edilen alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının saat ücretinin 2,31 USD olduğunu, fazla çalışma ücretlerinin ödendiğini, davacıya her çalışma dönemi için hak kazandığı alacakların ayrı ayrı ödendiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının son dönem çalışmasının işçinin haksız feshi ile sona erip ermediği uyuşmazlık konusudur.
Mahkemece, davacının davalıya ait işyerinde üç ayrı dönemde çalıştığı, son dönem çalışmasının istifa ile sona erdiği gerekçesi ile bu döneme ilişkin kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı talebi reddedilmiştir. Dosya kapsamında 06.04.2011 tarihli matbu dilekçe bulunmakta olup, anılan dilekçede “24.03.2010 tarihinden bu yana çalışmakta olduğum işyerinden 08.04.2011 tarihinde ayrılıyorum” şeklindeki beyan bulunmaktadır. Ancak, söz konusu belgede davacının isminin altında imza yer almamaktadır. Belgedeki diğer imzaların ise davacının imzası olup olmadığı tespit edilememektedir. Hal böyle olunca, imza konusunda yeterli araştırma yapılmadan, istifa dilekçesi nazara alınarak karar verilmesi isabetli olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, davacı asil çağrılarak 06.04.2011 tarihli belgede imzası bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması, sonucuna göre dosya kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacının son dönem yönünden kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanmadığını belirlemektir.
3-Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin brüt ücretinin hangi esaslara göre belirleneceği noktasında toplanmaktadır. Öncelikle hesaplamalarda dikkate alınan net ücretin miktarında bir isabetsizlik yoktur. Davacının bilinen net ücretinden bilinmeyen brüt ücreti hesaplanırken eklenecek kesintilerin ne olduğu konusunda anlaşmazlık bulunmaktadır. Bu noktada özellikle davacı işçinin 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 86. maddesinde düzenlenen topluluk sigortasından yararlanıp yararlanmadığı ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 6. madde ve 5/g maddesi hükümleri de dikkate alınarak isteğe bağlı sigortalılık durumunun bulunup bulunmadığı brüt ücretin hesabında belirleyicidir. Somut olayda davacının net 1200 USD ücreti brüte çevrilirken topluluk sigortası ve damga vergisi ile gelir vergisi eklenmiştir. Ancak dosya kapsamından davacının topluluk sigortasına tabi olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Davacının topluluk sigortası veya isteğe bağlı sigorta kapsamında olmasına göre ödenecek prim miktarları farklılık gösterdiğinden, mahkemece davacının sigortalılık durumu netleştirilmeden brüt ücretin belirlenmesi yerinde görülmemiştir. Bu nedenle öncelikle davacının sigortalılık durumu açıklığa kavuşturulmalı, buna göre de davacının ücretinden kesilmesi gereken primler tespit edildikten sonra brüt ücreti belirlenmelidir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.09.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.