Esas No: 2018/494
Karar No: 2022/971
Karar Tarihi: 22.02.2022
Danıştay 4. Daire 2018/494 Esas 2022/971 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2018/494 E. , 2022/971 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/494
Karar No : 2022/971
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sağlık Hizmetleri Ticaret
Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, 2014 yılı ücret bordrolarının ve kayıtlarının tetkikinde doktorlara ücret ödemeleri dışında serbest meslek makbuzu ve fatura ile ödemeler yapıldığının tespit edildiğinden bahisle hakkında düzenlenen inceleme raporuna istinaden re'sen tarh edilen 2013/10-12 dönemi vergi ziyaı cezalı gelir stopaj vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı hakkında düzenlenen inceleme raporunda, davacının 2014 yılı ücret bordrolarının ve kayıtlarının tetkikinde doktorlara ücret ödemeleri dışında serbest meslek makbuzu ve fatura ile ödemeler yapıldığının tespit edildiği, bunun üzerine davalı idarece 2013 yılında da bu tarz ödemelerin olması gerektiği kabulünden hareketle 2014 yılında tespit edilen toplam tutar üzerinden dava konusu matrahın tespit edildiği, başkaca herhangi bir tespite yer verilmediği anlaşıldığından 2014 yılında yapılan stopaja tabi ödemelerin toplam tutarından yola çıkılarak 2013 yılı için başkaca somut ve kesin herhangi bir tespitte bulunulmaksızın yapılan dava konusu vergi ziyaı cezalı gelir stopaj vergisinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B. maddesinde, Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya, ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu belirtilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 2. maddesinde yedi gelir unsurundan biri olarak sayılan ücret, Kanunun 61. maddesinde, işverene tabi belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olarak tanımlanmış, ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği, bu kanunun uygulanmasında, evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak hizmetler karşılığında verilen para ve ayınlarla sağlanan diğer menfaatlerin de ücret sayılacağı, 94. maddesinde "Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zırai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar." denilerek hangi ödemelerin tevkifata tabi tutulacağı maddenin devamında fıkralar halinde belirtilmiş olup, maddenin 1. fıkrasında ise, hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61. maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104. maddelere göre tevkifat kurala bağlanmıştır.
Davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporunda davacının hastahane hizmeti faaliyetiyle iştigal ettiği, hastahanede danışman olarak görev yapan bir şahsın ihbarı üzerine çalışan doktorlarına yüksek ücretler ödenmesine karşın bunun düşük gösterilerek gelir vergisinin bir kısmının kayıtdışı bırakıldığının ifade edildiği, … tarih ve … sayılı Vergi İnceleme Raporunda ise kurum ile doktorlar arasında yapılan iş sözleşmelerine ilişkin bilgiler ile bildirimi yapılan bodrolar ve kayıtların karşılaştırıldığı, 2014 yılında doktorlara ücret ödemeleri dışında serbest meslek makbuzu ve faturalar ile ödemeler yapıldığının tespit edildiği, yapılan bu ödemelerin mahiyeti ile 2013 yılında da benzer ödemeler yapılıp yapılmadığı, yapılmadıysa 2013 yılında doktorlara neden düşük ödeme yapıldığının kurum temsilcisine sorulması üzerine “Hastanemizde çalışan doktorlara muayene ettikleri hasta sayısı, yapmış oldukları tetkik ve ameliyatlara göre aylık hak ediş şeklinde ödeme yapılmaktadır. Bu ödemeler karşılığında … , … ve … tarafımıza serbest meslek makbuzu düzenlemiştir. … hem serbest meslek makbuzu hem de ortağı olduğu … Sağlık Hizmetleri Ltd.Şti.'nin faturalarını, … ise ortağı olduğu İleri Sağlık Hizmetleri Ltd.Şti.'nin faturalarını düzenlemiştir.2013 yılında ise bu tür ödemeler...” şeklinde ifade verdiği, yapılan inceleme neticesinde aynı çalışma saatlerine ve aynı ünvana sahip doktorlara yapılan ödeme tutarlarının farklı olduğu, doktorlara 2013 yılında yapılan ücret ödemelerinin iktisadi icaplara uygun olmadığı, 2014 yılında yapılan ödemelerde dikkate alındığında 2013 yılı ücret ödemelerinin gerçek olmadığı tespit ve değerlendirmeleri üzerine davacı adına dava konusu dönemlere ilişkin gelir stopaj vergisi tarhiyatının yapıldığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, yukarıdaki mevzuat hükümleri ve maddi olay değerlendirildiğinde, hastahanede danışman olarak görev yapan bir şahsın ihbarı üzerine hastahanede çalışan doktorlara yüksek ücretler ödenmesine karşın bunun düşük gösterilerek gelir vergisinin bir kısmının kayıtdışı bırakıldığının ifade edilmesi, kurum ile doktorlar arasında yapılan iş sözleşmelerine ilişkin bilgiler ile bildirimi yapılan bodrolar ve kayıtların karşılaştırılması, 2014 yılında çalışan doktorlara ücret ödemeleri dışında serbest meslek makbuzu ve faturalar ile ödemeler yapıldığının tespit edilmesi ve 2013 yılında çalışan doktorlara neden düşük ödeme yapıldığının kurum temsilcisine sorulması üzerine de kurum temsilcisinin cevaben açıklayıcı herhangi bir ifade ve beyanda bulunmadığı dikkate alındığında, 2013 yılında çalışan doktorlara piyasa şartlarına göre düşük ödemeler yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, yapılan ücret ödemelerini eksik beyan edildiğinden bahisle davacı adına yapılan vergi ziyaı cezalı gelir stopaj vergilerinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 22/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.