6. Ceza Dairesi 2015/6395 E. , 2018/2309 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanık ... hakkında, 20.02.2004 tarihinde düzenlenen iddianameyi kabul ile yargılamayı yürüten Fatih 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 15.04.2009 gün ve 2004/188 esas, 2009/499 karar sayılı ilamı ile, sanık hakkında, 765 sayılı TCK.nın 492/7, 61, 81/2. maddeleri uyarınca 8 ay 1 gün hapis cezası ile hükümlülüğüne karar verildiği, sanık savunmanı tarafından vaki temyiz istemi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesi’nin 24.09.2012 gün ve 2012/21141 esas, 2012/41751 karar sayılı ilamı ile, anılan hükmün bozulduğu;
Bozma ilamı doğrultusunda, İstanbul 46. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 16.11.2012 gün ve 2012/866 esas, 2012/919 karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildiği;
Sanığın eyleminin, 765 sayılı TCK’nun 497/2 ve suç tarihinden sonra, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun 149/1. maddesinin (a) ve (h) bentleri kapsamında bulunduğu;
İlk derece Mahkemesi’nce, her ne kadar 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesi uyarınca önceki ve sonraki yasalar ayrı ayrı uygulanıp, ortaya çıkan sonuçlar birbiri ile karşılaştırılmak suretiyle denetime olanak sağlayacak şekilde hüküm kurulmamış ve 5237 sayılı Yasa’nın 149. maddesinin uygulama bentleri açıkça gösterilmemişse de,
Sanığın eyleminin, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nun 149/1. maddesinin (a) ve (h) bentleri kapsamında kaldığı anlaşılıp, temyiz incelemesi sırasında, 5237 sayılı TCK’nun açıkça sanığın lehine olduğu belirlendiğinden, vaki yanılgılı haller bozma nedeni yapılmamış, bu nedenle, tebliğnamedeki düşünce benimsenmemiştir.
Mahkumiyet hükmünün doğal sonucu olan TCK"nın 53. maddesi ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün, 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının, infazda gözetilmesi olanaklı görülerek yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
5271 sayılı Yasa’nın 150/3. maddesi uyarınca, sanığın savunmasını yapmak üzere zorunlu savunman görevlendirilmesi nedeniyle, savunmana ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olarak, sanığa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından yargılama giderlerine ilişkin bölümdeki miktardan, zorunlu savunman ücretlerinin çıkartılarak yerine, "Zorunlu savunman giderinin Hazine üzerinde bırakılmasına" cümlesinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.