8. Hukuk Dairesi 2009/5250 E. , 2010/313 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
M.. K.. ile ... karısı... ve dahili davalı Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... 2.Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 12.05.2009 gün ve 417/184 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi dahili davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava konusu 2630 ada 8 parsel, 2631 ada 2,3 ve 4 parseller üzerinde vekil edeni M.. K..’nın pay sahibi olup taşınmazların tamamının 1981 yılından beri kullanıldığını, pay sahibi gözüken ... karısı ...’ın kim olduğunun bilinmediğini, bu kişiye ait kimlik bilgilerinin mevcut olmadığını açıklayarak anılan kişiye ait payların iptaliyle vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı tereke kayyımı ile Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, dava konusu parseller üzerindeki ... karısı ... paylarının iptaliyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazların öncesi 11 ada 5 parsel olup 9378 sayılı vergi kaydına dayalı olarak 15 T.Sani 1934 tarihinde 17/32 oranında ... kızı ...,15/32 oranında ... karısı ... adına tespit edilmiş,13.12.1934 tarihinde tapu kaydı oluşmuştur. ... kızı ... payı 21.08.1981 tarihinde satış yoluyla önce Abdullah Karakaya ve aynı tarihte davacı M.. K.. adına tescil edilmiştir.
Dava, TMK.nun 713/2 maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde, tapu kaydından malikin kim olduğunun anlaşılamadığını ve kimliğinin bilinmediğini ileri sürerek istekte bulunmuş, mahkemece kayıt maliki ... karısı ...’ın ölüm tarihi ve kim olduğunun belirlenemediği, taşınmazın 20 yıldan fazla süredir davacı tarafından kullanıldığı, tapu kaydının hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir
payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanunun açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK.nun 713/2 maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, “aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya 20 yıl önce ölmüş, ya da hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” denilmiştir.
Somut olayda; davacı vekili maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan sebebine dayanarak pay iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Payının iptal ve tescili istenilen ... karısı ..."ın kadastro tutanağı, dayanak belgelerdeki bilgilere göre bilinmeyen bir kişi olmayıp tanınan ve bilinen bir kişi olduğu anlaşılmaktadır. Kayıt malikinin ölüm tarihi ve mirasçılarının belirlenmemesi, kimliğine ait bilgilerin elde edilememesi, adresinin tespit edilememesi gibi hususlar o kişinin tapu kütüğünde maliki bilinmeyen kişi olarak nitelendirilmesini gerektirmez. Bununla kanun koyucu tapu kütüğünün incelenmesinden anlaşılamayan, kim olduğu belirlenemeyen hayali kişiler amaçlanmıştır. Oysaki kadastro tutanağındaki açıklamalara göre ... tanınan ve bilinen bir kişidir. Dava dilekçesi ile yargılama sırasındaki açıklamalara göre pek açık olmasa da davacı vekili maliki tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan sebebi yanında ölüm nedenine de dayanmıştır. Kayıt maliki tapu kaydı ve kadastro tutanağından anlaşıldığına göre kayıt malikinin mirasçılarını belirleyerek davayı yöneltmesi hususunda davacı tarafa süre ve imkân tanınması, bu kişilerin sunacağı deliller de nazara alınarak elde edilecek tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün açıklanan nedenlerle ve HUMK. nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA,28.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.