(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/5071 E. , 2012/429 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, boşta geçen süre ücret ve diğer haklar ile işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminatın belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının hizmet sözleşmesinin, işverenin başka bir işçisine cinsel taciz nedeni ile haklı olarak son verildiğini belirterek haksız olarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının iş akdi 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/2-c ve 25/2-h maddeleri gereğince feshedilmiş ise de 25/2-c maddesine göre değerlendirildiğinde tacizde bulunulduğu iddia edilen...isimli şahsın 06.11.2009 günü tacize uğradığını belirtmesine rağmen 13.11.2009 tarihinde davalı işverene dilekçe vererek davacı tarafından tacize uğradığını anlattığı, 06.11.2009 tarihinde tacize uğrayıp bunu aradan belli bir süre geçtikten sonra 13.11.2009 tarihinde davalı işverene bildirmesinin nedeninin anlaşılamadığı, işyeri kapsamında durumdan davalı işverenin en kısa sürede haberdar edilebilmesi mümkün iken neden bir süre beklendikten sonra haberdar edildiği hususlarının şüpheli görüldüğü, dava dışı tacize uğradığını belirten şahsın davacı hakkında herhangi bir şikayet konusu da olmadığı nedeniyle kabul edilemeyeceği, 25/2-h maddesi yönünden ise davacının kendisine yapmakla ödevli işlerin hatırlatılmasına rağmen yapmadığının davalı tarafından kanıtlanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık iş akdinin işverence haklı nedene dayalı olarak feshedilip feshedilmediği noktasındadır.
4857 sayılı Kanun"un 25/II. maddesinde, "Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri: a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması. b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren
hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması. c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması. d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması veya 84. maddeye aykırı hareket etmesi. e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması. f) İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi. g) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi. h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi. ı) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması." hallerinde iş akdinin işverence haklı nedene dayalı olarak feshedilebileceği düzenlenmiştir.
Dosya içeriğinden, davacının 01.04.2008 -17.11.2009 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde vardiya sorumlusu güvenlik görevlisi olarak çalıştığı, iş akdinin 18.11.2009 tarihli fesih bildirimi ile, davacının 06.11.2009 tarihinde otelin tüm koridorlarını kontrol görevi sırasında zemin kat kontrolü sonrasında sırada gelen 1. kat kontrol işlemini atlayarak doğrudan doğruya şikayet eden kat hizmetleri görevlisinin bulunduğu 2. kata çıktığı, görevlinin temizlik yaptığı 258 nolu odaya girdiği, bu odada görevliyi sıkıştırmak suretiyle taciz ettiği iddiasının 13.11.2009 tarihinde yetkili birime bildirildiği, konu hakkında yapılan araştırmalar, kamera kayıtları tanık beyanları ve davacıdan alınan savunma yazısının hep birlikte değerlendirilmesinde olayın gerçekleştiği kanaatına varıldığı, olayda 4857 sayılı Kanun"un maddesinde düzenlenen "işçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması" ile 25/II-h maddesinde düzenlenen “işçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi" hallerinin bir arada gerçekleştiği nedenleri ile 17.11.2009 tarihinde tazminatsız olarak feshedildiği, davacının tacize uğradığını iddia eden bayan hakkında iddia edilen elle cinsel saldırı olayı nedeniyle kendisine hakaret ve iftira ettiği nedeniyle C.Savcılığına şikayette bulunduğu, ilgili bayanın suçlamayı kabul etmeyerek olayın doğru olduğunu bildirdiği, C. Savcılığınca, mağdurun olay nedeniyle C. Savcılığı ya da kolluk güçlerine başvurması yerine üst işverenine başvurmasının kendi takdirinde olduğu, C. Savcılığı ya da kolluğa şikayet etmesi gibi bir zorunluluğu bulunmadığı, olayı işverene bildirmesinin müsned suçları oluşturmayacağı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, mağdur Nafiye Mutlu"nun işverene verdiği 13.11.2009 tarihli dilekçesinde, 06.11.2009 tarihinde oda temizliği yaptığını, yatağı yaparken arkasından beline doğru bir elin geldiğini farkettiğini, arkasını döndüğünde davacıyı gördüğünü, kendisini itelediğini, seni bu odadan çıkarken biri görse ikimiz hakkında ne düşünür dediğini, davacının bana bişey olmaz ifadesini kullandığını, o gün çok yoğun olduğu için olayı kimseye anlatamadığını, ertesi gün arkadaşlarına anlatığını ve sonrada arkadaşları ile birlikte olayı Umut Beye anlattığını, olaydan utandığı nedeniyle ve çekindiğinden bugün yazılı beyan verdiğini belirttiği, işverence 13.11.2009 tarihinde olayla ilgili davacının savunmasının istendiği, davacının 14.11.2009 tarihli savunmasında suçlamayı kabul etmeyerek, iftira olduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, bir bayanın iffet ve namusunu ortaya koyarak bu tür bir iddiada bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davacının 4857 sayılı Kanun"un 25/II-c maddesinde düzenlenen, işçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmakla feshin haklı nedene dayalı olarak yapıldığı düşünülmeden davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 30,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 23.01.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.