18. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/10242 Karar No: 2016/8116 Karar Tarihi: 18.05.2016
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/10242 Esas 2016/8116 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı 1985 doğumlu olduğunu ancak nüfus kayıtlarında yanlışlık nedeniyle 1988 olarak kaydedildiğini belirterek, bu hatanın düzeltilmesini talep etmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi davanın kabulüne karar vermiş, ancak Yargıtay, nüfus kayıtlarının karışıklığa neden olmaması ve yaşamın doğal akışı ile ilgili durumlara yol açmamak için dikkatli olunması gerektiğine dikkat çekerek, davacının talebinin yerinde olmadığına karar vermiştir. Bu nedenle hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri ise belirtilmemiştir.
18. Hukuk Dairesi 2015/10242 E. , 2016/8116 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı dava dilekçesinde, 1985 olan doğum yılının 1988 olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde, 15.09.1985 olan doğum tarihinin yılının 1988 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, davacının 15.09.1985 olan doğum tarihi 15.09.1988 olarak düzeltilmişse de, adı geçen kişi nüfusa 15.09.1987 tarihinde kaydedilmiştir. Bir kişinin doğmadan nüfusa kaydı söz konusu olamayacağından bu suretle bir düzeltme nüfus kayıtlarında çelişki yaratacaktır. Hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yapılmasına karar verirken bu kayıtlar arasında çelişki yaratmamak ya da yaşamın olağan akışına ters düşecek durumlara yol açmamaya özen göstermek durumundadır. Ayrıca, ....Hastanesinden alınan 12.09.2013 tarihli sağlık kurulu raporu düzeltilmek istenen doğum tarihini kesin olarak doğrulamamaktadır. Ayrıca, 25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün olmadığı gibi kayden 25 yaşın üzerinde olan davacının yaşının düzeltilmesi için bu bilgi ve belgeler yeterli sayılamaz. İlgilinin doğum tarihi ile tanığın dinlendiği tarih arasında uzunca bir zaman geçtiğinden beyanlarında yanılgı olasılığı bulunabileceği gibi dosya kapsamı itibariyle de tanıkların anlatımı soyut ifadeden ibarettir. Bu nedenle de kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kamu düzeni ile ilgili olan resmi kaydın mücerret iddia esas alınarak değiştirilmesi yolunda hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.