10. Ceza Dairesi 2019/858 E. , 2019/1373 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, 01/02/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki kamu davasının düşürülmesine dair İzmir 20. Sulh Ceza Mahkemesinin 10/04/2015 tarihli ve 2013/738 esas, 2014/12 sayılı ek kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 14/02/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 21/04/2010 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı TCK"nın 191/2. maddesi gereğince tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair İzmir 20. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/10/2011 tarihli ve 2011/618 esas, 2011/433 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlandığı,
2- Sanığın, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine aykırı davrandığının bildirilmesi üzerine yargılamaya devam edilerek İzmir 20. Sulh Ceza Mahkemesinin 17/01/2014 tarihli ve 2013/738 esas, 2014/12 sayılı kararı ile TCK"nın 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanunun 50/1-d maddesi gereğince kısa süreli hapis cezasının “10 ay süre ile açık içki satışı yapan yerlere gitmekten ve uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, bulundurmak ve içmekten yasaklanma” seçenek yaptırımına çevrilmesine karar verildiği, hükmün yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
3- Hükmün infazı sırasında, hükümlünün seçenek tedbiri infaz ettiğinin Mahkemesine bildirildiği, ancak İzmir 20. Sulh Ceza Mahkemesinin 10/04/2015 tarihli ve 2013/738 esas, 2014/12 sayılı ek kararı ile 191. maddesinin 5. fıkrası ve CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca «kamu davasının düşmesine» karar verildiği ve hükmün yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "1- Sanık hakkında verilen 10/04/2015 tarihli düşme kararından önce, 28/06/2014 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile 5237 sayılı Kanun"un 191. maddesinde değişiklik yapıldığı cihetle, sanığın hukukî durumunun yeniden belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
2- Sanığın 5237 sayılı Kanun’un 50. maddesi uyarınca seçenek yaptırımın gereklerine uygun davranması hâlinde mahkûm olduğu cezanın infaz edilmiş sayılacağı ve Cumhuriyet savcılığınca sadece yerine getirme fişi tanzim edilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın seçenek yaptırıma uyduğundan bahisle kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde, isabet görülmemiştir." denilerek, İzmir 20. Sulh Ceza Mahkemesinin 10/04/2015 tarihli ve 2013/738 esas, 2014/12 sayılı ek kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Yargılama konusu olan 21/04/2010 tarihli suçun, sanık hakkında daha önce İzmir 11. Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/179 karar sayılı ilamı ile uygulanan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlendiği iddiasıyla yapılan bildirim üzerine soruşturma ve kovuşturma konusu yapıldığı anlaşıldığından,
17/01/2014 tarihli mahkûmiyet hükmünden sonra, 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi sanık lehine hükümler içermekte olup, öncelikle; 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrası ve aynı Kanunun 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından, sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı bu suç tarihinden önce açılmış başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise, 6545 sayılı Kanunun 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”, karar verilmesi;
b) Sanık hakkında aynı suçtan açılmış başka dava yoksa veya sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ve önceki suçtan beraat kararı verilmiş ise,
Bu suç nedeniyle doğrudan tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan ve yükümlülüklerini ihlal ettiği gerekçesiyle yargılamaya devam edilerek hükmedilen 10 ay hapis cezası TCK’nın 50. maddesi uyarınca “10 ay süre ile açık içki satışı yapan yerlere gitmekten ve uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, bulundurmak ve içmekten yasaklanma” seçenek tedbirine çevrilen sanığın, seçenek tedbiri infaz ettiği anlaşıldığından, aynı maddenin 5. fıkrasında yer alan “Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî para cezası veya tedbirdir.” şeklindeki düzenleme uyarınca seçenek tedbirinin infaz edilmiş olduğunu gösteren yerine getirme fişi düzenlenmesi;
Gerekirken, “sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerini yerine getirdiği” gerekçesiyle davanın düşmesine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlerle, kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden; kamu davasının düşmesine ilişkin İzmir 20. Sulh Ceza Mahkemesinin 10/04/2015 tarihli ve 2013/738 esas, 2014/12 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 04.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.