5. Hukuk Dairesi 2015/24476 E. , 2016/4172 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Hükme esas alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1)Dava konusu taşınmazın değerinin belirlenmesi için niteliğinin tespiti gerektiğinden taşınmazın değerlendirme tarihi olan 21.05.2012 gününde belediye imar planı içinde olup olmadığı, değilse belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının meskun olup olmadığı hususları Belediye Başkanlığından sorulup, alınacak yazı cevabına göre taşınmazın vasfı belirlendikten sonra, taşınmazın niteliğine göre oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde mahallinde keşif yapılarak, arsa ise Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca özel amacı olmayan, yakın tarihte satışı yapılan emsallerle mukayese yapılarak, emsal ile dava konusu taşınmazın üstün ve eksik yönleri belirtilmek suretiyle dava konusu taşınmaz ile bilirkişi kurulunca emsal kabul edilecek taşınmazın, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen 2012 yılı emlak vergisine esas olan m² değerleri de ilgili Belediye
Başkanlığından istenip, dava konusu taşınmazın emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenerek, tarım arazisi ise dava konusu taşınmaza ekilebilir net ürün gelirine göre değer biçen 02.07.2013 tarihli bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile ve acele el koyma bedelinin dava tarihine güncellenmesi suretiyle taşınmazın kamulaştırma bedelini tespit eden 20.01.2014 tarihli ek bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda yazılı şekilde hüküm kurulması,
2)Dava konusu taşınmazın tapu kaydına göre dava dışı Necati Bozkurt lehine intifa hakkı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, tapu kaydında lehine intifa hakkı bulunan Necati Bozkurt"u davaya dahil etmesi için davacı idareye süre verilip, taraf teşkili sağlandıktan sonra, taşınmaz bedelinden intifa hakkı sahibinin payına isabet eden bedelin intifa hakkı sona erinceye kadar bir milli bankaya çıplak mülkiyet sahibi davalı şirket adına yatırılarak bu bedelin nemalarından intifa hakkı sahibinin yararlanmasına, intifa hakkı sona erdiğinde davalı tapu malikine ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3)Yapılan incelemede; dava konusu taşınmaza ilişkin olarak Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin 1990/437E. 1993/693K. sayılı dosyası ile açılan ortaklığın giderilmesi davasının kabulüne ilişkin kararın 15.02.1992 tarihinde kesinleştiği, satış işleminin yapılması için dava dosyasının Silivri Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğunun 1995/2 satış dosyasına kaydedildiği, taşınmazın tapu kaydına satış dosyası üzerinden 23.02.1995 tarihinde 861 yevmiye numaralı işlemle satışa arz şerhi konulduğu, 05.11.2009 tarihinde satışa arz şerhi kaldırılarak dava konusu taşınmazın davalı şirket adına tapuya tescil edildiği, Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/346E. sayılı dosyası ile açılan acele el koyma davasında ise dava konusu 3983 parsel için belirlenen 44.394,05-TL acele el koyma bedelinin taşınmazın eski maliklerine ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla; ihale ile mülkiyetin davalı şirkete geçtiği ve acele el koyma davası sırasında taşınmazın tapu kaydında bulunan satışa arz şerhine rağmen acele el koyma bedelinin eski maliklere ödendiği anlaşıldığından, taşınmazın tespit edilen kamulaştırma bedelinin tamamının davacı idarece bankaya bloke ettirilmesi sağlanarak tüm bedelin davalıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eski maliklerine yapılan ödemenin davalıyı bağlamayacağı düşünülmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,
4)Dava dosyasında davacı idarece fazladan bloke edilen bir bedel olmadığı halde, fazla yatan 2.474,62-TL"nin davacı idareye iadesine ilişkin hüküm kurulması,
Doğru olmadığı gibi,
5)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dava dört ay içerisinde sonuçlandırılamadığından, Anayasa Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarih ve 2013/817 başvuru numaralı 1. Bölüm kararı da göz önüne alınarak, kamulaştırma bedeline 22.09.2012 tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için yasal faiz yürütülmesi gerektiğinden,