Esas No: 2018/265
Karar No: 2018/291
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2018/265 Esas 2018/291 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2018 / 265 KARAR NO : 2018 / 291 KARAR TR : 28.5.2018 |
ÖZET : Karayolunda meydana gelen trafik kazasında uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılan davanın, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi kapsamında ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : M.Ö.
Vekili : Av. Y.D.(Davacı 3.1.2018 tarihli azilname ile avukatını vekillikten
azletmiştir)
Davalı : (Adli Yargıda)Gaziantep İl Özel İdaresi
Vekili : Av. H. K. E.
(İdari Yargıda) Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı (Kapatılan Gaziantep
İl Özel İdaresi"ni temsilen)
O L A Y : Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin 18.08.2012 tarihinde Oğuzeli Kılavuz köyü içerisinde asfalt yolda seyir etmekte iken, kullandığı 27 L... plakalı motosiklet ile tek taraflı trafik kazası yaptığını, kazanın sabah 5:30 sıralarında karanlıkta meydana geldiğini, kaza yapılan yerde İl Özel İdaresince kanalizasyon çalışması yapıldığını, yol kazıldığını, kazı bittikten sonra kazılan yerin mucur dökülerek kapatıldığını ancak yeniden asfaltlanarak eski haline getirilmediğini, ayrıca olay yerinde de kazı yapıldığına ve yolun mucurlu olduğuna dair herhangi bir uyarıcı levha konulmadığını; müvekkilinin kaza neticesinde yaralandığını, vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar meydana geldiğini, tedavisinin uzun süre devam ettiğini ve halen de devam etmekte olduğunu; kaza ile ilgili olarak Gaziantep 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/121 D.İş.sayılı dosyası ile delil tespiti yapıldığını, bu dosyada alınan bilirkişi raporunda tali kusurlu olarak tespit edildiğini ifade ederek; müvekkilinin uğradığı maddi zararların tamamının tespit edilerek taraflarına ödenmesine karar verilmesi, bu zararların belirlenmesi yargılama neticesinde ortaya çıkacağından şimdilik 100,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle 4.3.2013 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.
GAZİANTEP 4.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 24.5.2013 gün ve E:2013/169, K:2013/357 sayı ile “(…) Davalı idare Kamu Tüzel Kişiliği olan Kuruluştur. Görmekle yükümlü bulundukları kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin, yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanırken oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmakta olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayanılarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 2. maddesi gereğince, idari yargı yerinde tam yargı davası olarak idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiğinden aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının dava dilekçesinin yargı yolu bakımından REDDİNE…” karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Davacı vekili bu kez, aynı olay nedeniyle; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi ve müvekkilinin uğradığı manevi zararın tazmini için (tahkikat sonucunda manevi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere) asgari 1.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
GAZİANTEP 1.İDARE MAHKEMESİ; 16.3.2018 gün ve E: 2017/2038 sayı ile “(…) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 1. maddesinde; Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde; bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiş; aynı Kanunun,"Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde de trafik için kamunun yararlanmasına açık olan arazi şeridi, köprüler ve alanlar karayolu olarak tanımlanmıştır.
Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19/01/2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır
Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; geçici 21. maddesinde ise “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” hükümleri yer almaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 18.08.2012 tarihinde Gaziantep İli, Oğuzeli İlçesi, Kılavuz Köyü içerisinde asfalt yolda 27 L... plakalı motorsikletiyle seyrederken yolun mucurlu olmasından dolayı tek taraflı geçirdiği trafik kazası sonucu geçirdiği yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında idarenin hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle uğranıldığı ileri sürülen şimdilik 1.000,00-TL maddi, 1.000,00-TL manevi olmak üzere toplam 2.000,00-TL zararın faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
2918 sayılı Kanunun 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, … anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: (…) (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)
(…)
Bu durumda, 2918 sayılı Kanunun 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu anlaşılmakta olup; karayolunda meydana gelen kazada idarenin kusurlu olduğundan bahisle açılan işbu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü"nün 30.11.2015 tarih ve E: 2015/786, K: 2015/811 sayılı kararı da bu yöndedir.
Açıklanan nedenlerle, Mahkememizin görevine girmeyen ve Gaziantep 4.Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından da görevsizlik kararı verilen bu davada, görevli mahkemenin belirlenmesi için Gaziantep 4.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 24.05.2013 tarih ve E:2013/169, K:2013/357 sayılı dava dosyasının adı geçen Mahkeme"den temin edilerek, söz konusu dosyanın ve bu dosyasının 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkındaki Kanun"un 19.maddesi hükümleri uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesi"nce bir karar verilinceye kadar yargılamanın ertelenmesine…” karar vermiş; Mahkemece 29.3.2018 tarihli üst yazıyla gönderilen dava dosyaları 6.4.2018 tarihinde Mahkememiz kayıtlarına girmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 28.5.2018 günlü toplantısında:
I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davacının motosikletiyle karayolunda seyir halindeyken meydana gelen trafik kazası sonucu uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; ancak aksine bir hüküm yoksa; karayolu dışındaki alanlardan kamuya açık olanlar ile park, bahçe, park yeri, garaj, yolcu ve eşya terminali, servis ve akaryakıt istasyonlarında karayolu taşıt trafiği için faydalanılan yerlerde de bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı; Kanunun, 4.maddesi ve devamında, Karayolu güvenliği konusunda hedefleri tespit etmek, uygulatmak ve koordinasyonu sağlamak amacıyla oluşturulan Kuruluşlar ve, Komisyonlar ile bunların görev ve yetkilerine, Kanunun 5 ila 12 maddelerinde; Emniyet Genel Müdürlüğünün, merkez, bölge, il ve ilçe trafik kuruluşlarının; Trafik zabıtası ve genel zabıtanın, Karayolları Genel Müdürlüğünün, Millî Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığının, Belediye trafik birimlerinin, İl ve ilçe trafik komisyonlarının bu Kanunla ilgili görev ve yetkilerinin sayıldığı; bu kapsamda da, Kanunun 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu; 13.maddesinde, karayolunun yapımı, bakımı, işletilmesi ile görevli ve sorumlu bütün kuruluşların, karayolu yapısını, trafik güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmakla yükümlü oldukları belirtilmiştir.
Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.
Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.
Dava dosyalarının incelenmesinden; davacının 27 L... plakalı motorsikletiyle 18.08.2012 tarihinde Gaziantep İli, Oğuzeli İlçesi, Kılavuz Köyü içerisinde asfalt yolda seyrederken yolun mucurlu olmasından dolayı tek taraflı trafik kazası geçirdiği, kaza sonucunda yaralandığı; olayın olduğu yerde kanalizasyon çalışması yapıldığı, yolun kazıldığı, kazı bittikten sonra kazılan yerin mucur dökülerek kapatıldığı ancak yeniden asfaltlanarak eski haline getirilmediği, olay yerinde kazı yapıldığına ve yolun mucurlu olduğuna dair herhangi bir uyarıcı levha konulmadığı, böylelikle olayda idarenin kusurunun bulunduğu iddia edilerek, uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)
Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.
Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Gaziantep 1.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Gaziantep 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin, 24.5.2013 gün ve E:2013/169, K:2013/357 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Gaziantep 1.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Gaziantep 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin, 24.5.2013 gün ve E:2013/169, K:2013/357 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.5.2018 gününde Üye Turgay Tuncay VARLI’nın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Nuri NECİPOĞLU |
Üye Şükrü BOZER
|
Üye Mehmet AKSU
|
Üye Suna TÜRE |
|
|
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ |
Üye Süleyman Hilmi AYDIN
|
Üye Turgay Tuncay Varlı
|
|
KARŞI OY
03.11.2015 tarih ve 29521 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 28.09.2015 gün ve E:2015/670, K:2015/671 sayılı kararında belirtilmiş olan düşünce doğrultusunda sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum. 28.5.2018
ÜYE
Turgay Tuncay VARLI