Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/7132
Karar No: 2019/6454
Karar Tarihi: 10.09.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/7132 Esas 2019/6454 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/7132 E.  ,  2019/6454 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menkul mülkiyetinin tespiti davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş; bölge adliye mahkemesince kararın temyiz edilemeyeceği gerekçesiyle temyiz dilekçesinin reddine dair ek karar verilmesi üzerine, bu defa davacı vekili tarafından işbu ek karar duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 10/09/2019 tarihinde davalılar vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; kuzeninin eşi olan ... "un 23/04/2013 tarihinde geride mirasçı bırakmadan vefat ettiğini, sonrasında ... "un 16/01/2012 tarihli el yazılı vasiyetnamesi ile tüm mal varlığını kendisine bıraktığını öğrendiğini, ancak ... "a eşinden intikal etmiş olan menkul malların bir bölümünün, 21/07/2011 tarihinde kendisi ile davalılar adına bankada kiralanmış olan kasada muhafaza edilmeye başlandığını, bu duruma ... ’un avukatı olan davalı ... ile diğer davalı ..."ın ısrarının sebep olduğunu, altı gün sonra kasada bulunan menkul malların yine kendisi ile davalılar adına başka bir bankada kiralanan kasaya nakledildiğini, ... "un vefatından sonra bir hakları bulunmamasına rağmen davalıların kiralık kasada bulunan menkul mallar üzerinde hak talep ettiklerini ileri sürerek; kiralık kasada bulunan menkul malların kendisine ait olduğunun tespitini talep etmiştir.
    Davalılar; ... ’un, altın niteliğindeki menkul mallarını davacı ile birlikte kendilerine elden bağışladığını, davacı ile imzalamış oldukları kasa sözleşmesi uyarınca menkul mallar üzerinde 1/3"er oranda pay sahibi olduklarını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    İlk derece mahkemesince; dava konusu kiralık kasanın, davacı ve davalılar tarafından müştereken kiralanmış olduğu, kiralık kasa sözleşmesine göre kasanın içerisindeki menkul malların davacıya ait olduğuna dair kesin bir delilin olmadığı, işlemin aksinin tanık beyanlarıyla da ispatlanamayacağı, davacının işbu davayı açmakta korunmaya değer bir hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge adliye mahkemesince; bir hukuki ilişkiyi taraflar yazılı sözleşme ile kabul ettiklerinde bunun aksinin ancak yazılı bir belge ile ispat edilebileceği, müşterek kiralık kasa sözleşmesinde bulunan "Menkul kıymet, repo hesaplarına yatırdığımız ve bundan sonra gerek münferiden, gerekse müştereken yatıracağımız meblağlar ile menkul hesaplardaki kıymetler üzerinden her birimizin hissesi yek diğerine eşittir." ibaresi ve sözleşmede yazılı diğer müşterekliği kabul eden beyanlardan, hesap sahipleri olan davalılar ..., ... ve davacı ..."ın kasada bulunan menkullere müşterek malik oldukları, davacının tespite konu kiralık kasada bulunan menkullerin tamamının kendisine ait olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle; usul ve esas yönünden hukuka uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı tarafın istinaf başvurusunun kesin olarak reddine karar verilmiş; davacı tarafça kararın temyiz edilmesi üzerine, HMK’nın 362 inci maddesi uyarınca kararın temyiz edilemeyeceği gerekçesiyle, temyiz dilekçesinin reddine dair ek karar verilmiş, davacı tarafça işbu ek karar temyiz edilmiştir.
    1- Davacı tarafın ek karara yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
    Dava; ... ’a ait iken, taraflar adına açılan kiralık kasaya konulduğu ileri sürülen altın niteliğindeki menkul malların, ... tarafından düzenlenen el yazılı vasiyetname ile davacıya bırakıldığı iddiasıyla, aidiyetlerinin tespiti istemine ilişkindir.
    HMK’nın 106 ıncı maddesinin birinci fıkrasına göre; müspet (olumlu) tespit davaları, bir hakkın veya hukuki ilişkinin var olup olmadığının tespitine ilişkin davalardandır. Tespit davasının kabulü halinde, verilen hüküm ile hakkın veya hukuki ilişkinin var olduğu; davayı esastan reddeden hüküm ile de hakkın veya hukuki ilişkinin mevcut olmadığı kesin olarak tespit edilmiş olur. Tespit davasının, açıklanan bu özelliği eda davasında da mevcuttur. Bundan başka, eda davalarının ikinci bir (eda) bölümü vardır ki, bu bölüm tespit davalarında yoktur. Bu nedenle, eda davası, aynı konudaki tespit davasını (talebini) da içeren daha geniş kapsamlı bir davadır. İşte bundan dolayı, tespit davası eda davasının öncüsüdür.
    Buna göre, tespit davasında; temyiz sınırı, tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir(Prof. Dr. Baki Kuru, Prof. Dr. Ali Cem Budak: Tespit Davaları, 2010, s.71, 294-295).
    Eldeki davada da, malvarlığına ilişkin bir hakkın davacıya ait olduğunun tespiti istenilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden dava konusu edilen (kiralık kasadaki) menkul malların değerinin, HMK’nın 362 inci maddesinde hüküm altına alınmış olan parasal temyiz sınırının üzerinde olduğu anlaşılmaktadır.
    Şu durumda; tespit davası hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda verilen kararın temyizinin kabil olduğu, dolayısıyla işbu karara karşı verilmiş olan temyiz dilekçesinin reddine ilişkin olarak bölge adliye mahkemesince verilmiş olan ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından, anılan 28/05/2018 tarihli ek kararın kaldırılmasına, davacı tarafın esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine karar verilmiştir.
    2- Davacı tarafın esasa yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Bilindiği üzere, bir davada usul yönünden red sebepleri var ise, davanın usulden reddine karar verilmekle yetinilmesi gerekir. Davanın usulden reddi, işin esasının incelenmesine engel teşkil eder. Usulden red sebebi yok ve davanın esastan reddi gerekiyorsa, bu defada esastan red kararı verilmesi gerekir. Davanın, hem usulden, hem de esastan reddine karar verilmesi mümkün değildir.
    İlk derece mahkemesince; davanın, hem hukuki yarar yokluğu hem de ispat edilemediği gerekçeleriyle reddine karar verilmiştir. Diğer bir anlatımla, dava, hem usulden hem de esastan reddedilmiştir.
    Buna göre, ilk derece mahkemecesince; davanın hem usulden, hem esastan reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci bendi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    3-) Bozma nedenine göre, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesinin temyiz dilekçesinin reddine ilişkin ek kararının, ikinci bentte açıklanan nedenlerle HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci bendi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 10/09/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi