15. Ceza Dairesi 2017/29052 E. , 2020/7452 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken krediyi sağlamak amacıyla dolandırıcılık
HÜKÜM : Beraat
TEMYİZ EDEN Katılan ... AŞ vekili, katılan ...
Banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken krediyi sağlamak amacıyla dolandırıcılığa teşebbüs suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan ... AŞ vekili ve katılan ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
5237 sayılı TCK"nın 158/1-j maddesi gereğince, banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak amacıyla dolandırıcılık suçunun mağdurunun ilgili banka olduğu anlaşılmakla, tebliğnamedeki red istemli düşünce benimsenmemiştir.
Sanığın, katılan ...’ya ait kimlik bilgilerinin bulunduğu nüfus cüzdanını kullanarak Denizbank ... şubesinden 15.000 TL’lik bireysel ihtiyaç kredi başvurusunda bulunduğu, gerekli belgelerin düzenlendiği, banka çalışanı tanık ...’ın kredi bilgilerinin teyidi için aradığı katılanın kredi başvurusunda bulunmadığını belirttiği, katılan ...’nın şikayetçi olduğu, bu suretle banka veya kredi kurumlarınca tahsis edilmemesi gereken krediyi sağlamak amacıyla dolandırıcılığa teşebbüs suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda; tanık Banu’nun yargılama aşamasında kredi başvurusunda bulunan kişinin sanık olmadığını beyan etmesine rağmen, 03/07/2013 tarihinde kollukta sanığı fotoğrafından teşhis ettiği ve soruşturma aşamasında beyanına başvurulan ...’nın görüntülerdeki kişiyi erkek arkadaşı sanık ...’e benzettiğini beyan ettiği, katılana ait kimlik bilgileri kullanılarak kredi çekim işlemi yapan kişinin sanık olup olmadığı konusunda herhangi bir bilirkişi incelemesi yapılmadığı, mahkemece sanık hakkında beraat hükmü verilerek, gerçek fail veya faillerinin tespiti ile gereğinin takdir ve ifası için suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, sanığın benzer eylemlerinden dolayı safahat görmüş birden çok dava dosyasının bulunduğu ve Denizbank’ın farklı şubelerine yönelik başka eylemleri nedeniyle sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 43/1 maddesi kapsamında, aynı suç işleme kararıyla Kanun"un aynı hükmünün değişik zamanlarda birden fazla kez ihlali ile haksız menfaat ederek zincirleme suç hükümlerinin uygulanma ihtimalinin bulunması karşısında;
Maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; katılan adına kredi başvurusunda bulunan şahsa ait kamera görüntüleri ve kredi başvurusu sırasında kullanılan nüfus cüzdanı üzerindeki fotoğraf ile sanığa ait tüm yönlerden çekilmiş fotoğrafların temin edilmesi, kamera görüntüleri ile fotoğrafta yer alan şahsın sanık ve kredi sözleşmesi ve eklerindeki imza ve yazı örneklerinin sanığın el ürünü olup olmadığının saptanması, bu görüntü, fotoğraf ve evraklar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, kredi talebinde bulunan şahsın sanık olup olmadığının belirlenmesi, nitelikli dolandırıcılık suçunun mağdurunun banka olduğu, bankanın farklı şubelerinden kredi çekilmesi durumunda eylemin tek bir mağdura karşı işlenmiş kabul edileceği dikkate alınarak; sanığın Denizbank’ın farklı şubelerine yönelik başka eylemleri nedeniyle açılan davaların olup olmadığının araştırılması, olayın gerçek faillerinin belirlenmesi için suç duyurusunda bulunulmasına hükmedildiğinden, mahkemece suç duyurusunda bulunulmuş ise, söz konusu dosyanın akıbetinin araştırılması, bu dava dosyaları ile temyize konu eylem arasında hukuki kesintinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespit edilmesi, bu dava dosyası ile sanığın Denizbank’ın farklı şubelerine yönelik başka eylemleri nedeniyle açılan dava dosyalarının birleştirilmesi, birleştirme mümkün değil ise kesinleşmiş karar örnekleri ile dosya suretlerinin bu dava dosyasının içerisine alınması, söz konusu dava dosyasındaki deliller ile bu dava dosyasındaki delillerin birlikte değerlendirilmesi, sonucuna göre, sanık hakkında TCK"nın 43. maddesi gereği zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı da belirlenerek, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan ...Ş. vekilinin ve katılan ...’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.