10. Hukuk Dairesi 2019/112 E. , 2020/2346 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş)Mahkemesi
Dava, 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile kesilen yaşlılık aylığının yeniden bağlanması istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Herhangi bir vergi ya da sicil kaydı bulunmayan davacının; 14.05.1992 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden bildirge ile 02.11.1984 – 19.12.1989 tarihleri arasında terzilik mesleğinden oda kaydı bulunduğu bildirilerek 22.03.1985 – 19.12.1989 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında tescili yapıldığı; 1992 yılında tüm primleri ödediği; 721 gün askerlik borçlanması ve 2787 gün 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalı süreleri de birleştirilmek suretiyle 01.11.1996 tarihinden itibaren 506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı, 2011 yılında yapılan denetim sonucunda davacının ne Kars, ne Ağrı ne de Akyaka Esnaf Odalarında herhangi bir kaydı bulunamadığından sahte bildirge ve formlara istinaden sigortalılık tescili yapıldığı iddiasıyla Bağ-Kur sigortalılığı ve buna bağlı olarak yaşlılık aylığı davalı Kurumca iptali üzerine, davacı tarafından 22.03.1985 – 19.12.1989 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve kesilen yaşlılık aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti talepli eldeki davanın açıldığı, Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davacının primlerini ödediği, bu konuda kurumun uyuşmazlık çıkarmadığı ve çalışma olgusu ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
22.03.1985 yürürlük tarihli 3165 sayılı Kanun, sigortalılığa karine yönünden vergi kaydının, bu kaydın bulunmaması veya vergiden muaf olunması halinde, esnaf ve sanatkâr sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kayıtlarının esas alınacağını belirlemiştir.
Davacının, uyuşmazlık konusu dönemde vergi, sicil kaydının bulunmadığı, oda kaydının ise gerçekte olmadığı halde, sahte ve bildirge ve form ile bağkur tescilinin yapıldığı, bu haliyle zorunlu sigortalılıktan bahsedilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Mahkeme hükmü eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
6552 sayılı Yasanın 58. maddesi ile 5510 sayılı Yasaya eklenen Geçici 54. madde “Mülga 4355 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Esnaf Odaları ve Ticaret Borsaları Kanunu, mülga 5373 sayılı Esnaf Dernekleri ve Esnaf Dernekleri Birlikleri Kanunu ve mülga 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununa göre; esnaf ve sanatkâr siciline veya odasına ya da her ikisine birden kayıtları bulunmakla birlikte üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine, Kuruma kayıt ve tescili yapılmakla birlikte, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılık süreleri geçersiz sayılarak iptal edilen sigortalılardan 22.03.1985 tarihinden sonraki sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31.12.2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla 4"üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır..." hükmünü içermekte olup; anılan yasal düzenlemeyle getirilen lehe uygulamanın, sahte sigortalılıkta uygulanması mümkün değil ise de; Mahkemece, öncelikle davacıya anılan yasal düzenlemeden yararlandırılıp-yararlandırılmayacağı hususunun kurumun kabulünde olup olmadığı konusunda verilecek mehille kuruma başvuru sağlanmalı ve varılacak sonuca göre değerlendirme yapılmalıdır. Şayet Kurum, davacının anılan yasal düzenlemeden yararlandırmak suretiyle sigortalılığa geçerlik veriyorsa kesilen aylıkların kesildiği tarihten itibaren tekrar bağlanması gerektiğinin gözetilmesi gerekmektedir.
Şayet sigortalı anılan yasal düzenlemeden kurumca yararlandırılmaz ise, vergi, sicil ve geçerli bir oda kaydı bulunmayan davacının 31.05.1992 tarihinde yaptığı prim ödemesinin ileriye dönük karşılık geldiği sigortalılık süresi Kurumdan sorularak varsa çakışmalarda giderilmek suretiyle tahsis koşulları irdelenerek sonucuna göre karar verilmelidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.3.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.