7. Hukuk Dairesi 2015/3609 E. , 2015/6182 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Bursa 3. İş Mahkemesi
Tarihi : 22/10/2013
Numarası : 2012/235-2013/603
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, İş sözleşmesinin haksız nedenle işverence feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücret alacakları ile yıllık izin ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının istifa etmek sureti ile iş yerinden ayrıldığını kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını, tüm alacaklarının ödendiğini ve davacının yıllık izinlerini kullandığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 59 uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
İşçinin işe iade davası açması durumunda, izin ücretinin talep edilip edilemeyeceği davanın sonucuna göre belirlenmelidir. Gerçekten işçinin dava sonucu işe başlatılması durumunda, önceki fesih ortadan kalkmış olmakla ve iş ilişkisi devam ettiğinde 4857 sayılı Yasanın 59 uncu maddesi uyarınca izin ücreti istenemez. İşçinin işe başvurusuna rağmen yasal bir aylık işe başlatma süresi içinde işe alınmaması halinde ise, işe başlatmama anı fesih tarihi olarak kabul edildiğinden, izin alacağı bu tarihte muaccel olur.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Dosya kapsamına göre davacı Yıllık izinlerini kullanmadığını iddia ederek yıllık izin ücreti talebinde bulunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda dosyaya sunulan imzalı bordrolarda davacının 2006/6. ayda 14 gün, 2010/6. ayda 10 gün, 2011/9-12. aylarda 7 ve 8 gün, 2012/1. ayda 5 gün olmak üzere toplam 44 gün izin kullandığı belirtilerek yıllık izin ücreti hesaplaması yapılmıştır. Davacı tarafın bordrolardaki imzaların kendisine ait olmadığı yönündeki itirazı dikkate alınmamıştır. Yapılacak iş, yıllık izne ilişkin söz konusu bordro ve yıllık izin belge asılları davalı şirketten getirtilerek, davacının daha önce resmi kurumlara vermiş olduğu imza örnekleri toplanıp, davacının imza incelemesine esas olacak şekilde imza örnekleri de mahkeme huzurunda alındıktan sonra imza incelemesi yaptırılarak, bu belgelerin gerçekten davacı tarafından imzalanıp imzalanmadığı hususu belirlendikten sonra çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Anılan yönler gözetilmeden, eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 02.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.