(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/4955 E. , 2012/276 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili davacının uzun süredir davalıya ait iş yerinde çalıştığını, müvekkilinden ücretini düşürmesinin istendiğini bu teklifi kabul etmeyince fabrika müdürü tarafından 09/06/2009 günü mesai saatinde iş sözleşmesinin sözlü olarak feshedildiğinin söylendiğini daha sora ihtarname ile 10/06/2009-17/06/2009 tarihleri arasındaki devamsızılığı ile ilgili mazeretini bildirmesi gerektiği aksi halde iş sözleşmesinin feshedileceğinin bildirildiğini, ihtar üzerine tekrar işe giden müvekkiline ücretinde indirim yapması halinde çalışabileceği aksi halde çalıştırılmayacağının söylendiğini, bilahare noter aracılığı ile gönderilen ihtarname ile iş sözleşmesinin feshedildiğini, feshin geçerli bir sebebe dayanmadığını belirterek feshin geçersizliği ile müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı işveren ise; davacının 10/06/2009-17/06/2009 tarihleri arasında işyerinden izin almaksızın ve mazeret göstermeksizin mesaisine gelmediğini, bunun üzerine tutanak tanzim edilerek mazeretini bildirmezse sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/II-g maddesi gereğince feshedileceğinin bildirildiğini, davacının verilen süre içinde mazeret bildirmemesi üzerine iş sözleşmesinin noter aracılığı ile gönderilen ihtarname ile feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davalı tarafça davacının iş sözleşmesinin 09/06/2009 tarihinde feshedildiğinin iddia edilmediği ve 10/06/2009 tarihinden itibaren devamsızlık tutanakları düzenlendiği, dolayısıyla işverenlikçe iş sözleşmesinin bu dönemde mevcudiyetinin kabul edildiği ve iş sözleşmesinin devamsızlıklar sebebiyle çok daha sonra feshedildiğinin savunulduğu, buna göre iş sözleşmesinin davalı tarafından gönderilen fesih beyanının tebliğ tarihi itibariyle başlatılması gerektiği ve davanın 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinde öngörülen bir aylık hak düşürücü süre içinde açıldığını, davacının iş sözleşmesinin feshinin gerçek nedeninin iş şartlarında esaslı değişiklik teşkil eden ücret düşürülmesine ilişkin teklifi kabul etmemesi olduğu, esasen davalı tarafından 4857 sayılı Kanun"un 22. maddesi hükmü gereğince yapılması gereken değişiklik feshinin geçerli sebebe dayanmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin birinci fıkrasına göre iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. Taraflar anlaşırlarsa işçi aynı sürede uyuşmazlığı özel hakeme götürebilir.
Bir aylık dava açma süresi hak düşürücü nitelikte olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Dairemizce bir aylık dava açma süresinin başlangıcı fesih iradesinin işçiye ulaştığı tarih olarak kabul edilmektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının iş sözleşmesi davalı tarafından feshedilmiştir. Dosyaya sunulan deliller davacının işe gelmediği günlere ilişkin işverence tutulan devamsızlık tutunakları ve fesih yazısı ile tanık ifadeleridir. Davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği ve davacı tanığının ifadesinde açıkça beyan ettiği üzere 09/06/2009 tarihinde aralarında davacının da bulunduğu bir kısım işçilere işyeri müdürü tarafından işten çıkarıldıkları şifahen söylenmiş ve bunun üzerine işçiler işyerinden ayrılmışlardır. Belirtilen deliller birlikte değerlendirildiğinde dosyada mevcut fesih bildirimine ilişkin yazı 08/07/2009 tarihli ise de, işyeri müdürü tarafından açıkça iş sözleşmelerinin sona erdiği şifahen söylenen ve bunun üzerine işyerinden ayrılarak mesaiye devam etmeyen davacının iş sözleşmesinin fesih bildirim tarihi 09/06/2009 olup, dava bir aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra 21/07/2009 tarihinde açılmıştır. Bu durumda süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabule karar verilmesi hatalı olmuştur. 4857 sayılı Kanun"un 20/3. maddesi gereğince Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçe ile,
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 55,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 19/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.