1. Hukuk Dairesi 2019/2766 E. , 2019/5547 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece asıl davada ..."nin talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ..."ın talebi yönünden ise davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacı ..., mirasbırakan anneannesi ...’in kayden paydaş olduğu 746, 747, 752, 753, 760 ve 761 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında “... kızı ...” olarak yazılı kimlik bilgilerinin, soyadının da eklenmesi suretiyle “... kızı ...” olarak; davacı ..., mirasbırakan anneannesi ...’un kayden paydaş olduğu 746, 747, 752, 753, 760 ve 761 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında “... kızı ...” yazan kimlik bilgilerinin, soyadının da eklenmesi suretiyle “... kızı ...” olarak düzeltilmesini istemişlerdir.
Birleştirilen davada davacı ..., mirasbırakan dedesi ...’un kayden paydaş olduğu 746, 747, 752, 753, 760, 761 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında “... oğlu ...” yazan kimlik bilgilerinin, soyadının da eklenmesi suretiyle “... oğlu ...” olarak; davacı ..., mirasbırakan büyükannesi ... (...)’un kayden paydaş olduğu 746, 747, 752, 753, 760, 761 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında “ ... kızı ...” olarak yazılı kimlik bilgilerinin, soyadının da eklenmesi suretiyle “... kızı ... (...)” olarak düzeltilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Asıl ve birleştirilen davada davacıların husumet yokluğu gerekçesiyle davaların reddine ilişkin olarak verilen karar asıl dava davacıları ... ve ...’ın temyiz üzerine Dairece “Öncelikle davanın kayyıma yöneltilmesi için davacılara imkan sağlanması, kayyımın davada temsili sağlandıktan sonra işin esası incelenerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl davada ...’nin talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ...’ın talebi yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 746, 747, 752, 753, 760 ve 761 parsel sayılı taşınmazlarda ... kızı ..., ... kızı ..., ... oğlu ..., ... kızı ...’nin dava dışı kişilerle birlikte paydaş olduğu, Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1955/855-598 sayılı ... oğlu ...’nin ve Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1959/808-791 sayılı ... oğlu ...’in ait veraset ilamlarının 1966 yılında kesinleşen tapulama tutanaklarındaki tescile dayanak teşkil ettiği, ...’ye ait veraset ilamında; ...’nin 1308 tarihinde öldüğü, kızı ...’nin 1320 yılında ve oğlu ...’in 1326 yılında, eşi ...’nin ise 1331 yılında öldüğü belirtilerek geriye mirasçı olarak kızı ... ve 1943 yılında ölen oğlu ...’in eşi ... ile çocukları ..., ..., ..., ..., ..., ... ... ve ...’nin kaldığının hükme bağlandığı, Adana 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2007/1290 esas ve 2009/331 karar sayılı ilamı ile ... kızı ...’ye kayyım tayin edildiği, Adana 5.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/739 esas sayılı davasında anılan taşınmazlar için dava dışı paydaşların mirasçılarının düzeltim taleplerinin kabul edildiği ve hükmün kesinleştiği, eldeki yargılama devam ederken davacı ...’nin talebi yönünden tapuda gerekli düzeltmelerin yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; tapu kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarda mevcut kayıtların nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesi esastır.
Somut olaya gelince, ... kızı ...’nin Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1955/855-598 sayılı ... oğlu ...’ye ait veraset ilamı uyarınca dava konusu taşınmazlarda paydaş olduğu, anılan veraset ilamında ... kızı ...’nin 1320 yılında öldüğü verasetin annesi ... ile anne baba bir kardeşleri ..., ... ve ...’e kaldığı, ...’in de 1326 yılında ölümü ile verasetin annesi ... ile öz kardeşleri ... ve ...’ye kaldığı, ...’nin de 1331 yılında ölümü ile verasetin evlatları ... ve ...’e kaldığı, ...’in de 1943 yılında ölümü ile mirasın karısı ... ile çocukları ..., ..., ..., ..., ... ... ve ...’ye kaldığı belirtilmiştir. Ancak, nüfus kayıtlarının incelenmesinde; veraset ilamının düzenlendiği tarihte ... oğlu ...’in eşi ...’nın sağ olmasına rağmen veraset ilamında yer almadığı ... oğlu ...’in tek eşinin çocuklarının da annesi olan ... olduğu, veraset ilamında ... karısı “...” yerine sehven “...” yazıldığı, nitekim davacının annesi ...’nin annesinin de ... karısı ... olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece mevcut kayıtların nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesi ilkesi uyarınca; dava konusu taşınmazlarda pay sahibi görününen ... kızı ...’nin aslında ... karısı ... olduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davacı ...’ın talebi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 31.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.